fenerbahçe'nin 68. dakikaya kadar doğru düzgün organize atağı olmadığı karşılaşma oldu. 50li sayılara varan top kayıpları, gereksiz bir kırmızı kart (golü falan önlese içim yanmayacak) bir sürü sarı kart, saçma sapan bir fenerbahçe..
maçtan önce kamera tribünlerdeki maldonado'yu gösterirken kardeşimle aramızda şöyle bir konuşma geçti:
- e hani buadam iyiydi, yeni geldi, niye oynamıyo?
+ olm adam daha takımı tanımıyo, bi kere antremana çıkmamış, fenerin oyun taktiğini bilmiyo, sahada olsa ne yapacak, organize olamaz takımla, uyumsuz kalır.
hah işte aynen böyle bir maç izledik. sanki hepsi dünyanın ayrı ayrı takımlarından gelmiş, demişler ki hadi kim nerede oynamak istiyorsa çıksın oynasın, kim kime pas veriyor belli değil, adam önündeki topu arkasından gelen adama kaptırıyor, organize pas yok, atak yok, hücum yok..
işini düzgün yapan bir volkan vardı, iki gol olabilecek top çıkardı, bir pozisyonda kendinden önce kaleyi korumak için öne atıldı, onun dışında da maçta alkışlanacak adam yoktu. ha takım hala benim bitanecik fenerim o ayrı.
galatasaray'da servet sağolsun semih'in ağırlığını verdiği ayağına kaydı, bakalım ne kadar uzak kalacak semih.
hakan şükür'ün volkan ile birebir kaldığı pozisyonda aklından geçenleri herkes okudu sanırım:
"madem gol olmayacak bari volkan'a kayayım atak bahanesiyle"
adam olan üstünden atlar ya neyse. şaban işte.
maçın bu denli kötü geçmesinden tek bir olumlu çıkarım yapabiliyorum.
umarım sevilla bu maçın kasedini izler de gelir. feneri böyle oynuyor diye bilip gelir.
ha tabi ayrıca fenerin ozamana kadar toparlanmasını da umuyorum. yoksa sevilla feneri kadıköye gömer, üstünden geçer gider.
bu futbolla olmaz.
