Ankara Alparslan Lisesi sene 1996... Hocamız Cemal Öksüz... Sınav kağıtları dağıtıldı... Toplamda 5 soru var 20'şer puanlık. Ben yazılıya hiç çalışmamışım,Önce sorulara baktım cevaplar hakkında en ufak bir fikrim yok... Bir anda ayağa kalktım, hoca daha kağıtları yeni dağıtmış masasına yeni dönmüş...
Masaya yaklaştım ve sınav kağıdını hocaya uzattım... "Benim yazılım bitti" hocam dedim...
Hocam şaşırmıştı "Ne bu şimdi?" diye sordu
Ben "Bakış açısına göre değişir" dedim... Sınıf şaşkın hoca şaşkın, bende ise zaten kaybedecek bi şey yok. Hoca "Olum ne diyosun Allahaşkına" deyince "Hocam bu kağıdı boş verilmiş bir yazılı kağıdı olarak görebilirsiniz ve 0 verebilirsiniz. Ama bu kağıt boş olduğu ve ben de bunu bilerek size boş kağıdı verdiğim için siz hiç bir zaman soruların doğru yanıtlarını yazıp yazamayacağımı bilemeyeceksiniz.
Bu açıdan düşünüldüğünde bunu araba çarpınca ölen bir çocuğun ileride cumhurbaşkanı olabilme ihtimaline göre çok daha yüksek kan parası cezası uygulandığı örneği ile birleştirirseniz bu cevapların doğru yanıtlarını gerçekten biliyor ihtimalim de sizin açınızdan bakıldığında %50 olacağına göre aynı zamanda bu kağıt 100 verebileceğiniz bir kağıt" dedim...
Hocam (yaşıyorsa allah uzun ömür versin,öldüyse nur içinde yatsın) durdu, bi kağıda bir bana baktı. Sonra ani bir hareketle kağıdı ortadan ikiye yırttı ve "Senin elindeki kısım senin ihtimalin ve değeri 50 puan.Benim elimdeki kısım benim tahminim olan kısım ve değeri 0 puan" dedi...
Sonuçta sınavdan 50 aldım ve 2. sınava çalışarak gelip 85'de o sınavdan alarak sene sonu felsefe notumu karneye kanaat ile birlikte 7 düşürdüm...