maalesef değildir. çok basit bir mantık hatası yapılmaktadır burada. bir şeyin açıklaması o şeyin kökeni değildir.biyoloji ahlaki davranışlarımızı açıklar. örneğin neden ensestin atalarımız arasında yadırganması vs gibi. gerçi daha eski tarihlerde ensest de olmuştur da konumuz o değil. bu bilimsel açıklama ahlakın kökenini göstermez. ahlakın kaynağının ne olduğunu size söylemez. fizik kanunlarının bize evrenin kökenini söylemediği gibi. evrenin sebebi hakkında size açıklama sunmaz fizik kanunları. evrenin nasıl işlediğini açıklar. biyoloji de böyledir. bunu düzelttikten sonra ilerleyelim.
anne ve kız kardeşle sex konusunda hem katılıyorum hem katılmıyorum. iç güdülerimiz bunu engeller. buna da fıtrat deniyor dinde. bilimsel açıklamasını yapmanız yerinde oldu.
"ben şunu diyorum. kural koyucu(dini mutlak ahlak kuralları ) ahlak temeline sahip bireylerden oluşan toplumlar iyilikten çok kötülük yaratmaya mecburdur. bu en reformist ya da en radikal din sahipleri ile olsun, daima da böyle olacaktır. orta doğu'ya bakın, hindistan, çin'e vb. ne bakın. "
maalesef bu da hatalı bir düşüncedir. ve alternatif bir ahlaki model de önerilmemiştir yazar tarafından. kaldı ki kural koyuculuk sadece dinde yoktur. devletler de kural koyucudur. kanunlar bu yüzden çıkartılır. insanlar bu kurallar çerçevesinde yaşamlarını sürdürürler.
ikinci olarak cahil insanların yaşam standartlarını gösterip dinin varlığını gereksiz kılmak da hatalıdır. incelemeniz için endülüs örneği mevcut önümüzde. müslümanların avrupa bilim namıma bir şey üretemezken ,altın çağını yaşadığı bir dönem. demek ki o dönemde yaşasaydınız, endülüsleri görüp ,işte dinin insanlığa getirdiği modern yaşam budur diyecektiniz. insanların bu hatalarını din meşru kılmıyor zaten. bir hırsızlık olayında suçu kanunlara mı atıyorsunuz ? peki ortadoğuda canilik ,vahşet yaşanırken neden dini kurallar suçlanıyor.