film çok önemli bir mesaj veriyor: ''unutmak sıfırlanmak değil, eksiye düşmek!'' yani insan birini unutunca, onunla birlikte olduğu zamanları hiç yaşamamış gibi olmuyor. insanların bugüne kadar düşüğü yanılgının ''unutmak'' olduğunu açıkça gözler önüne seren bir film bence eternal sunshine of spotless mind.
insan ne yaşarsa yaşasın, çektiği acıların da, ümitlerin de telafisinin o günleri zihninden atmaktan değil, onları kabul edip baş tacı etmekten geçtiğinin bilinçaltında kurulan senaryo ile anlatımı açıkçası filmi diğer yapımlardan oldukça ayrı bir yere koyuyor. yönetmen bunun ayrımını daha da iyi belirtebilmek için, filmin sonunda doktora aşık olan sekreter kızı başarılı bir şekilde filmin merkezine sokmuş. onun unutmaktan gördüğü zararın farkına varıp, bu tedaviden medet uman hastalara gizli raporlarını geri göndermesi kurgunun anlatımı başarılı bir yörüngeye oturtmasına bir hayli yardımcı olmuş. kesinlikle izlenmesi gerektiğini düşündüğüm bir yapım.