“Eğer bir gün yaban ellerde şehit düşersem
hiçbir hükümet temsilcisi gelmesin cenazeme
(Vali, milletvekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı vs.)
Neden diye sormayın….
Çünkü onlar uyuduğu için
bunca şehitler verildi.
allah'tan dileğim aileme ve ülkeme yaşattıkları acının binlerce mislini yaşasınlar.
Anneciğim, babacığım ellerinizden tekrar tekrar öperim Haklarınızı helal edin, size layık bir evlat olamadım, ihtiyaçlarınız karşısında yanınızda bulunamadım...
Haklarınızı helal edin...
Haklarınızı helal edin...
Kızım benim, tatlı meleğim seni çok seviyorum...
Mis kokulum benim, Kızımı önce Allah’a emanet, sonra annesine, sonra annem ve babama emanet ediyorum. Sabişim benim biricik tatlı meleğim...
Hiçbir suretle devlete kızımı emanet etmiyorum...
Çıkıp kürsüden sakın ha konuşmasınlar, ‘Emaneti, emanetimizdir’ diye...
Devlet ite, köpeğe göz yumup, bizlerin elini kolunu bağladıysa Benim zaten zerre kadar güvenim yok bu hükümete, devlete...
Silah arkadaşlarım, yoldaşlarım, kardeşlerim hepiniz Allah’a emanetsiniz...
Devlet uyuduğu için bizler öldük...
Türk devleti sizler uyumayın ki diğer Mehmetçikler ve polislerimiz yaşasın, ulusumuz yaşasın, boyun bükmeyin...
Naaşıma gelince, babam uygun görürse Pozantı Tekir’deki yayla evimizin bahçesine gömün Yok derse de, nereyi uygun derse ondan izin alınsın istediği yere defnedin."
şeklindeki vasiyet. yetkililer şehidin eşyaları arasında bu mektubun çıkmadığını söylüyormuş. sonradan yerleştirilmiş de olabilirmiş. orasını bilemem. o yazmadıysa da aynı ruh halini yaşayan başka bir arkadaşı yazmıştır.
işte, doğu ve güneydoğu'da görev yapmakta olan polislerimizin ruh hali. dün de orada görev yapan öğretmenlerin durumuyla ilgili bir yazı paylaşmıştım.