Üniversal anlamda sönmüş bir ampule benzemektedir diye çok üzülmeyin çünkü evrensel anlamda hiçbir zaman parlamadı zaten. Amerika'da şişine şişine gittiği plak şirketinde kendisini dinleyenlerin, olm senden her köşebaşında çok var, gitar çalanların da sesi böyle dedikleri zaman oturup ağladığı rivayet edilir. Yaptığı ingilizce single da albüm de çuvalladı; Ahmet San değil bu arada ona destek olan Arif Mardin'di.
Biraz Fransa Almanya'da pöpüler oldu sayılır; bunu da oralardaki Türklerin yoğun nüfusuna ve 90ların sonları 2000lerin başlarında Avrupalıların isterik şekilde yaşadıkları göbek atma/ oryantal sevdasına bağlayabiliriz.
Tarkan Türkiye standartları için "kalburüstü" bir şarkıcı. Türkiye'de bırakın kaliteli yetenekli sanatçıyı, iki nota tutturabilen o kadar az şarkıcı var ki tarkan falan cennetlik geliyor.
Gönül ister ki binlerce Tarkan olsun, Avrupa'yı, ABD'yi sallasın ama kendimizi kandırmayalım. Her konuda olduğu gibi müzikte de altyapısız, eğitimsiz, fırsatçılık, taklit üzerine üzerine kurulu bir çizgide gidiyoruz. Yüksek Sadakat denen hilkat garibanlarının çaldıkları Eurovizyon şarkısını unuttuk mu? Sezen Aksu bile Ermenilerden beste arakladı bu ülkede.
