17 ağustos 1999 marmara depremi

entry569 galeri
    426.
  1. hayatımdaki ilginç olaylardan birini yaşadığım depremdi. 11 ağustos günü bir arkadaşım beni tophane'den güneş tutulmasını izlemek için çağırıyordu ve ben de onunla, bilim-teknik dergisinin güneş tutulmasını izlemek için verdiği gözlüğü de alarak oraya gittim. güneş tutulmasına baktıktan sonra oradaki orhangazi türbesinin önündeki tanıtım yazısı gözüme ilişti. şöyle diyordu aynen: "1855 depreminde yıkılan yapı sultan abdülaziz tarafından yeniden yaptırılmıştır." bu bilgiyi ilk kez duyuyordum ve o zamanki depremin şiddetinin türbelere oldukça ciddi hasar verdiğini (osmangazi türbesi de tamamen yıkılmış) düşününce o an ürperdim açıkçası. kendi kendime "demek ki şehrin büyük bölümünü yıktı geçti bu deprem, allah korusun böyle bir durumdan" dedim. ardından ertesi gün gece de bir rüya gördüm. rüyamda, ilginçtir, gece deprem oluyordu ve depremin şiddeti artarak bulunduğumuz bina çöküyordu. tam rüyada bina çöküyorken uyandım ve derin nefes alarak "neyse ki bir kabusmuş, galiba o türbe önündeki yazının etkisiyle gördüm böyle bir rüyayı" diyerek tekrar uyudum. ardından günler normal devam ederken 17 ağustos gecesi birisinin beni kaldırmak için dürttüğünü hissettim. annemin sesi de gelince kulağıma herhalde o dürttü diye düşündüm. yok hala inadına dürtüyordu şiddetini arttırarak ve sonra sinirle "yeter artık, niye dürtüyorsun bu kadar" diye yataktan fırladım (hiç dürtmemiş beni, tamamen sallantının etkisiymiş o dürtme)işte o an deprem olduğunu anladım ve kalkınca yerin sallantısını gayet net hissettiğim holden geçerken bir yandan o rüyam aklıma gelerek "eyvah, o rüyam gerçek oluyor" diye de bir panikledim. sonra neyse ki depremin şiddeti azaldı ve bitti. işte o an derin nefes aldım ve rüyamın tam olarak gerçekleşmediğine sevindim. o sırada da elektrikler gitti. camdan baktık, tüm mahalle uyanmış, çoğu sokaklara inmiş. biz de haliyle indik. durum dışarıda kalabalık dışında normaldi, bir-iki metruk eski yapı dışında hiçbir binada hasar da yoktu. zaten şehir de genel olarak o depremi hafif atlatmıştı.(ki 268 kişi ölmüştür bursa'da bile) ama ya kocaeli,yalova ve sakarya? sonradan durumun ciddi vahametine vardık. bir süre sonra okullar açıldığında depremzede öğrenciler de gelmişti ve sınıf öğretmeni de önümüze otutturdu onları. sakarya ve yalova'dan gelenlerdi onlar. işte onların anlattıkları tam rüyamdaki o kabus gibiydi. örneğin önümdeki kız veli göçer'in konutlarından enkaz altından birkaç gün sonra çıkmıştı. binalarındaki en üst ve en alt katlarındakiler kurtulmuştu ama gerisi tümüyle hayatını kaybetmişti. ötekiler de orta ve ağır hasarlı binalardan çıkmıştı, tanıdıklarını kaybetmişlerdi. hepsinin psikolojileri de haliyle bozulmuştu. birkaçı zaten duruma pek dayanamadı, alışamadılar okula ve şehirlerindeki çadırkentlere döndüler. sonra o bölgelerden başka öğrenciler geldi. benzer hikayeler anlatmıştı onlar da. neyse ki biraz onların kafalarını dağıtmayı başardık, okula da alıştırdık. zaten sınıf öğretmeni de sanırım bizi bu yüzden seçip önümüzdeki sıraya oturtmuştu. bunları hatırlattı seneler sonra bana, umarım bir daha böyle trajediler yaşanmaz.
    2 ...