yaz akşamı. sahilde masayı kurduk akşam yemeği yedik. alkol yok masada. sadece çay iciyoruz.
masada 6 kişi var. ilerleyen saatlerde denizde, denizin altında bir ışık hareket etmeye başladı. denizaltı falan degil. bildiğin yüzme derinliğinde. mesafe 30 metre kadar.
ışık iri bir el feneri kadar ışık. o civarda.
ışık bir sağa bir sola gitti. 6 kişi aynı ışığı görüyoruz.
korktuk ama 6 kişi birbirimizden cesaret alıyoruz. biri ben dalıp bakicam dedi. koşup şnorkel gözlük kapıp geldi. Bu arada ışık sabit durup tekrar hareket ediyor. kaybolup geliyor falan.
bizim arkadaş suya dalıp ışığa doğru yüzmeye başladı yavaş yavaş. ışık da bina doğru aynı yavaşlikta yaklaştı.
merakla beklerken ikisi buluştu. bizim arkadaş durup kafasını kaldırdı, su üstünden baktı biraz. sonra kafasını suya sokup ışığın yanına indi.
bir anda o ışık öyle parladı ki bildiğin Şimşek Çakmasi. sonra zart diye kayboldu. gözlerimizi aldı.
gözlerimiz alisana kadar 15-20 saniye geçti. sonra seslendik mehmet e. denizin üstünde değildi.
bişey olmuştur diye 3-4 kişi suya atladık. bogulmadan kurtaralım diye. onun olmasi gereken yere kadar hızlıca gittik. dibe dalıp elle ayakla taradik yoktu.
epey aradık. 10 dk sonra jandarmayi aradık. geldi. ardından ambulans geldi peşpeşe. ayak üstü olayı anlattık. sonra dalgıçlar geldi . sabah 7 de çalışmalar sonlandı. mola verdiler daha doğrusu.