beşiktaşlı taraftarlar olarak, 2-0 geriye düştüğümüzde bile ağzımızdan tükürükler saçarak küfür ettiysek de, kazanacağımızdan emin olduğumuz maç.
ertuğrul hoca holosko ile beraber, elindekilerle de ideale yakın bir kadro kurarak aslında iyi iş yaptı. maça 3-4-3 ile başlarken de, kağıt üzerinde doğruyu yapıyordu. ertuğrul hoca, 2-0 geriye düştükten sonra aslında taktikte de bir değişikliğe gitmedi, 3-4-3 dizilişini sadece biraz esneterek, anlık olarak 4-4-2'ye dönülmesini istedi, ki doğrusu da buydu. maç sonu ertuğrul sağlam da, "rakip tek forvetti bu sebeple savunmayı üç kişi kurduk" dedi, teoride bu doğruydu ancak, pratikte ise, ibrahim üzülmez, ibrahim toraman ve ibrahim kaş olmayacak hatalarla gollere sebep oldular. beşiktaş 2 golü, 3'lü savunma kurgusundan değil, defans oyuncularının bireysel hatalarından dolayı yedi. serdar özkan sakatlıktan yeni çıktığı içi midir bilinmez çok etkisiz, özellikle savunma yaparken çok kötüydü.
ilk golde ibrahim üzülmez ve ibrahim toraman ortaklığı vardı. üzülmez, kendi kanadından gelen bir atakta rakibi karşılamıyorsa problem var demektir. 2. golde de, ibrahim toraman'ın topu ıskalaması, özgür'ün topu takip edip, öylesine plaselemesi, rüştünün o topu almak yerine auta çıkmasını beklemesi ve kontrolsüz gelen serdar'ın golü atması.
2. golde bence en az hata serdar'ınkiydi. toraman topu sektiriyor, özgür arkada bomboş nerde üzülmez? yaylada, adam topu ayağınadn açıyor, adamın üstüne giden bir tane adam yok, adam topu alıyor dönüyor, 2 tane adam bakıyor, rüştü topu alabilecek bir noktada iken topu bırakıyor ve serdar gole neden oluyor.
2-0 geriye düştü ama, defans evlere şenlik. hep söyledik, holosko bu takım için gereksiz bir transfer neden söyledik bunu? kötü olduğu için mi? asla. çünkü, bu adamı kullanmak istiyorsan ya 3-4-3 oynayacaksın, ya da 4-3-3 oynayacaksın. 4-4-2 dizilişinde bobo-holosko olmaz, ya holosko-nobre ya da bobo-nobre oynatacaksın o zaman bir tarafta gelecek vaad eden bobo diğer tarafta takastakilerle beraber 7 milyon euroluk holosko yedek bekleyecek. holosko'yu sağ kanat oynatacam dersen o zaman serdar özkan'ı silmiş oluyorsun, son 1-2 maçtır kötü adam ama sakatlıktan çıktı. e o zaman adama sormazlar mı, mehmet yozgatlı ne işe yarayacak, neden onu takasta vermedin diye? velhasıl kelam, beşiktaş'ın defansı inanılmaz açıklar vermekte ve inanılmaz derecede kötü çalımlar yemektedir. toraman geçtiğimiz 2 yıldaki performansının çok uzağındadır. mental bakımdan problemleri varsa, bunu teknik heyetin çözmesi şarttır.
sağlam bir defansla maçına göre 4-3-3 veya 3-4-3 ideal bir diziliştir, bazı maçlarda 4-4-2 oynanır o da 4-3-1-2 gibi bir sistem esas alınarak oynanır. çünkü 3'lü forvetli bir hücum dizilişinde, tello, delgado, bobo, nobre, holosko ile beraber muhteşem bir hücum timi oluşmuş oluyor, serdar özkan bu dizilişte biraz daha defansif davranması gerekse de, pozisyon icabı katıldığında bu 5'liye muhteşem bir şey çıkmış oluyor. zaten kasımpaşa maçında da görüldü ki, tello ve delgado liderliğinde bu hücum hattının etkisi gerçekten görülmeye değer. ama dedik ya, bu defans beceriksizliği ile bulduğu pozisyonları değerlendiremeyen bir takım, eleğe döner. bu yüzden diyoruz ya, savunmaya teknik, top kullanma becerisi olan bir stoper şart. yani, basında çıkan 3-4-3 yanlış diziliş, yok efendim 4-4-2'ye döndü iyi oldu olayı hikaye. onu yazanlar ikinci yarı başlarken, santradan önce beşiktaş'ın 4-4-2 şeklindeki beklemesini öyle sandılar sanıyoruz, çünkü oyunun büyük bölümünde 3-4-3 hatta, bölüm bölüm 2-5-3 gibi oynadı beşiktaş.
atılan son gol ofsayttı ancak, televizyonlardan izleyenler bile, topun holosko'ya çarptığını ancak tekrarında görebildi. yardımcı hakemin yakalayamaması şanssızlığıydı. ama, orta hakemin yakalaması daha muhtemeldi, pozisyona daha vakıftı. holosko'nun gole çok sevinmemesi belki hakemi yanılttı, hani holosko aşırı bir sevinç yaşasa, "golü holosko attı sanırız" gibi bir düşünceye sevk ederdi hakemi, böylece ofsayt kararını verebilirdi. hani "şüpheliysen devam ettir" deniyor ya, hakemin aklına burada kurt düştü ama holosko çakallığıa vurduğundan yuttu.
nobre bu takımın pivot ve yırtıcı forveti olduğunu bir kez daha gösterdi. ısrarla yaratılmak istenen kısır bobo-holosko ikilisini tek başına yerle yeksan etti. tek kelimeyle muhteşemdi. hep söyledik, sağdan soldan orta geliyorsa bu takımda nobre şart diye. ertuğrul hoca konya maçında o golü atmasa eminiz ki, yine oynatmazdı. o gol baskı yarattı.
tello, bu ligin bu sezonki en muhteşem yabancı oyuncusu kim ne derse desin. sinan engin, verim açısından carlos'tan iyi derken herkes testis geçmişti ancak, gerçekten öyle.
delgado maç içinde kırılganlık gösterse de bazı pozisyonlarda, takımın lideri, oyunu öyle bir yönlendiriyor ki, muhteşem. tello ile bazen yerlerini değiştiriyorlar gerçekten verimli bir varyasyon oluyor. attığı gol, her topçunun atabileceği türden bir gol değil.
holosko, 3'lü forvet düzeninde sağda yer aldığında çok verimli olacaktır. birçok zaman takım savunmasına yardım etmesi gerçekten takdir edilecek türden bir durum. doğru zamanda doğru koşular yapıyor. 4-4-2 düzeni ile oynandığında nobre'ye partner olacak kişi.
cisse bazen takım savunmasında saklambaç oynuyor ama istikrarlı görüntüsü iyi.
üzülmez, mücadelesi ile kapattığı açığını taraftarla girdiği diyalogtan sonra şimdi mücadele de etmeyerek olduğu gibi bırakıyor. maçta yaptığı hareket 40 yılda 1 yapacağı türdendi o da yaptı. savunmaya eskisi gibi yardım etmemesi, yerini kaybetmesi, rakip kendi kanadından atak yaparken rakibe değil de stoper mevkiine koşması hakikaten tuhaf olmakta.
toraman'daki düşüş devam ediyor. eskiden en beğenilen özelliği topla çıkabilmesi ve oyunu açabilmesi iken, -antep'te oynarken- şimdi bırakınız topla çıkmayı, top atmayı, gelen topu bile karşılayamıyor, çok basit çalımlar yiyor. kızağa çekilip dinlendirilse iyi olacak. ibrahim kaş da şaşırdı ne oynayacağını, defansın sağında mı yoksa stoperde mi oynayacak. tecrübe eksikliği de müdahalelerde yetersiz kalmasına sebep oluyor ama üzerinde durulması gereken bir oyuncu.
rüştü'nün yerine hakan tercih edilse iyi olack, yenilen 2. golde payı çok büyük, o topu o tecrübedeki adam çıkacak alacak. topu hadi serdar içeri aldı, serdar olmasa direğe çarpsa veya çimden yön değiştirse girse? tıngır mıngır giden topu al, rakibi az adamla yakalat ne olacak? adam hala attığı 10 topun 8'ini rakibe veya taca atıyor tuhaf. hakan hadi büyük takım tecrübesi yok, bu adam kaç yıldır böyle. hiç olmazsa hakan oynasın da tecrübe kazansın.
bir sözlük yazarına durum 2-2'ye geldiğinde kısa mesaj gönderdim "oğlum 4-2 olur, aydın oyuna girer" diye, 4-2 öne geçtik, aydın oyuna girdi, elinden gelenin en iyisini yaptı, bu çocuğa biraz defansif özellik de kazandırılırsa, tello ile çok iyi olurlar. biri gittiğinde öteki kalır defansta. yakaladığı pozisyonda iyi vurdu kaleci çıkardı.
bobo için çok ayrı bir parantez açmak istiyorum. müthiş derecede ağırlaştı, hemen her maçta benzer pozisyonlarda gol kaçırıyor. 30 metreden kaleciyle karşı karşıya kalıyor ve her seferinde kaleciye kaptırıyor topu. fenerbahçe maçındaki kaçırdığı pozisyonların aynısını kaçırmaya devam ediyor. son üç maçta -konya, ankara, kasımpaşa- aynı tipteki bütün pozisyonları harcadı. bu ligde aynı pozisyondan kaçırdığı gollerin yarısını atsa, bugün gol krallığında zirvede olurdu. her maç yazımda söylemekten bıktım, ertuğrul'un bunu çözmesi şart.
sonuç olarak, beşiktaş savunmada inanılmaz kötü, hücumda muhteşem oynadığı bir karşılaşmayı kazandı. çok iyi bir defans oyuncusu ile beşiktaş şampiyonluğun en büyük adayı olur. ama yine 4-4-2 oynanırsa bobo-holosko ikilisi yaratılmak için boşa kürek sallanırsa hiçbir şey olamayız hele ki, bu defansla.