ta ciğerlerime çektiğim sigara dumanı odanın amatörce boyanmış beyaz penceresinden süzülürken aynı sigaranın külleri üzerime dökülüyordu. zaten hep böyle oluyordu. biri geliyor, ta kalbimin içine oturup kalbime giden tüm damarlarıma kendinden büyük pıhtılar bırakıyor. yüzüm henüz modernizmden nasibini almamış bir peçete gibi beyazlaşınca, hiç olmayacak bir şey oluyor. pıhtılar damarlarımı zapt ederken kalbimin tam ortasında oturan o kadın kayboluyordu ben henüz orada oturduğunu sanarken.