galatasaray'ı sevmeyen malların nedenlerini gördükten sonra, nefret etseler ne sikime etmeseler neyime.
biri fransız diyor;
400 yıldır bu topraklara devlet adamı yetiştiren kuruma.
biri rvp'si yok demiş;
yıldızların gecici asıl olanın gönül verdiği renkler için gerekirse ölebilecek futbolcuların olduğunu unutan, sorsam lefter'i bilmeyecek dingiller varsın kötülesin kulübümü.
15 yıldır yenilmediklerinden bahsedilmiş;
her hangi bir takıma yenilmemek bir övünç kaynağı ise yenilmediğiniz takıma nefret duymak da ezikliğin başkentidir.
koyu bir galatasaray'lıyım, fenerbahçeden asla ve asla nefret etmiyorum!
nefret ettiğim tek şey;
yıllardır annesinin ligindeki rakipleri yenmeyi başarı sayan, dünyanın parasını harcayıp edirneden dışarı çıkamayan, rakibi şamp. ligi marşını en az 6 defa her sene çaldırırken oturup annesiyle dizi izleyen bebeler gelmiş amerika bulunmamışken henüz bu ülkeye 'adam' yetiştiren bir kulübe nefret kusuyorlar.
galatasaray'ın başarıları önemle değil inanın!
fenerbahçenin şike konusu da.
siz ilk önce size 'pavalı köpeklev' diyen bir başkanınız olduğunu idrak edin.
koskoca fenerbahçe'nin başkanının ezeli rakibinin şampiyonluğunu en çok gören başkan olması konusunu bir irdeleyin.
eğer galatasaray'lılar yer değiştirip fenerli olsalardı;
şike konusu olduğunda kendi isteğiyle küme düşürülür, aziz yıldırım gibi bir zat'ın başkanlık süresi ise en babası 3 yıl sürerdi.
karakter, kulüp analizi yapan bebeler 'namus davası'nı unutanlar ile aynı kişiler.