neler yapmadık bu vatan için

entry156 galeri
    104.
  1. "Ağır ol da molla desinler" ilkesine uygun olarak gerek evde, gerek dışarıda otoriter bir ciddiyet sergileyen, yaygın bir sakallılar döneminde; adamın biri gece yatağında uyurken, bir fındık faresi geçivermiş sakalının içinden.
    * * *
    Adam birden uyanmış ve ciddiyeti middiyeti, molla görünme ağırlığını bir yana bırakarak bağırmaya başlamış:
    - Hey uyanın yahu, sıçan geçti sakalımın içinden.
    * * *
    Bakmış ki kimsenin uyandığı yok, ayağa kalkmış yataktan ve daha gür bir sesle sürdürmüş bağırmasını:
    - Uyanın yahu uyanın, sıçan geçti sakalımın içinden.
    * * *
    Ev halkı da tek tek uyanıp kalkmış yatağından, lambalar yakılmış; adam hâlâ bağırıyormuş:
    - Haberiniz var mı, sıçan geçti sakalımın içinden.
    * * *
    Derken gürültüye patırtıya, ayak seslerine komşular da uyanmış.
    Adam hâlâ bağırıp duruyormuş:
    - Sıçan geçti sakalımın içinden.
    * * *
    Gecelik entarileriyle komşu erkekler gelmiş eve ve adamı da, ortalığı da yatıştırmaya çalışmışlar:
    - Ne oldu mirim, ne var.
    Adam var gücüyle bağırıyormuş:
    - Sıçan geçti sakalımın içinden.
    * * *
    Komşu erkekler:
    - Yapma mirim, demişler; bu kadar büyütülecek, gece yarısı tüm mahalleyi ayağa kaldıracak bir olay mı bu? Kes bağırmayı, gel otur şöyle, bir kahve içelim beraber.
    * * *
    Adam:
    - Yok, demiş; bağıra çağıra sade mahalleyi değil, tüm şehri velveleye vermezsem, yol olur sonra; bütün sıçanlar sakalımın içinden geçmeye başlar.
    * * *
    Bizim resmi dairelerimiz asla kabul etmezler ne yaptıkları hataları, ne de neleri göz ardı edip, savsakladıklarını.
    * * *
    Basından yapılan uyarı, eleştiri, belgesel yayınlara karşı da, hemen dayanırlar "yalanlamaları".
    Hatta "yalanlamalar", basına karşı ağır suçlamalara dahi dönüşebilir.
    Resmi dairelerimiz, kutsal dokunulmazlıklarının bozulacağından ve eleştirilere yol açılarak, "takkenin düşeceğinden ve kellelerinin görüneceğinden" kaygılanırlar.
    * * *
    Politikacılar ise daha kıvraktırlar.
    Soğuktan su sayaçları donup hurdaya dönüşmüşse:
    - Kış koşullarının olumsuz etkileri, dünyanın her yerinde görülüyor; gereken önlemler alınmıştır, derler.
    * * *
    Zorunlu askerliğin bir ürünü olan "Mehmetçik" ise; bol keseden saçılan bir bahşiştir sanki.
    Öyle ki, üniversite rektörleri arasından:
    - 140 bin şehit daha verir, Atina'yı da alırız, diye naralananlar bile çıkar.
    * * *
    Köy çocukları ister resmi mutfaklardan zehirlenmiş olsunlar, ister eksi 20 derecede donma tehlikesine uğramış.
    Pek de umursanmaz onların başlarına gelenler.
    Gizli bir iç sömürge izlenimi uyandıran köylü ağırlıklı ülkelerde, durumu özetler halk deyimleri:
    - Vur abalıya!
    * * *
    Genç kuşaklar kendilerine bir kimlik arar, "ben de varım bu dünyada" demek isterken; bunalımdan bunalıma sürükleniyor ve öfke kutuplaşmalarına kayıyorlar.
    * * *
    Bunun bir nedeni de Hazine'den geçinmeli "mevki sahipleri" yanında, çıplak hayattan geçinen "meslek sahipleri"nin itibarsız görünmesi.
    * * *
    Oysa kız-erkek; yalnızlıktan, anlaşılamamış olmaktan yakınan gençler için; amatörce "sütlü tatlılar" yapma hobisi, o kadar rahatlatıcı olabilir ki...
    * * *
    Muhallebi, sütlaç, kazandibi, fırında sütlaç, sumuhallebisi, sakızlı muhallebi...
    Kendi varlıklarının kabına sığamayan enerjisini; hünerli bir başarıyla, somuta dönüşmüş görmek ve politik kutuplaşmalardan birine, "kahraman bir fedai" olmaya kalkmaktan, medet ummamak.
    * * *
    Böylesi alışkanlıklar dışı, üst düzey hobilere çengellenmek kolay değil; hatta gülünç bile görünebilir.
    Sanki bodrum katı bir salonda, "paintball" oynarken, kalp krizi geçirmek çok daha çekiciymiş gibi.
    * * *
    Daha ne değişik hobilerle de eğlenilebilir.
    Örneğin basında çıkmış haberlerle; o haberlere "resmi daireler"den gönderilmiş "yalanlamalar"dan eğlenceli bir antoloji yapmak gibi.
    Hem kendin eğlenirsin, hem de çalışmaların yayınlandıktan sonra, okuyan herkes.
    * * *
    Dünkü Taraf gazetesinin manşeti şöyleydi:
    "Dağlıca yanıtı geldi: Susun"
    * * *
    Kafamın karıncalanmasının geçmesi için, acaba mutfağa inip sucuklu yumurta mı pişirsem?
    Sonra da gider sakızlı muhallebi yeriz, üstüne bir top da kaymaklı dondurma koydurarak...

    çetin altan
    0 ...