lan gelmişsiniz üniversiteye. sözde okumuş adamız diye geziyorsunuz şu tuvaletten çıkınca elinizi yıkayın, dekmüğü koyduğum gibi hepinizi indiririm.
tamam tarz falan yapacaksınız. hani bazılarına yakışıyor gerçekten. ama bazılarımıza da yakışmıyor be. bana yakışmıyor mesela. hani tarz yapıcam diye şekilden çıkmayın. insan içine çıkacak tipiniz olsun evladım. ananıza babanıza yazık, kendinize de yazık.
ben mesela sivaslı adamım . hani çok marjinal şekillere girmemek gerek di mi?
ondan sonra kim olduğunuzu, nereden geldiğinizi unutmayın.
üç beş bir şey öğrenince insanlara cahil gözüyle bakmayın. okudukça kendi cahilliğiniz ortaya çıkacak. okudukça cahilleşeceksiniz. okudukça bilmiyorum demeye başlayacaksınız. "ben biliyorum, ben öğrendim" dediğiniz vakit işi bok edersiniz.
neyse niye böyle felsefik şeylere girdik şimdi?
neyse karı kız peşinde dolaşmayın. vurkaç kafası yaşamayın.
lisedeki gibi hocaları etiketleme, yaftalama gibi bir alışkanlığınız olmasın. size en ters gelen hocaların fikirlerinden dahil mümkün olduğunca faydalanın. hatta mümkünse en çok onları dinleyin.
konferanslara vs. katılmaya çalışın. varsa kulüpleri kovalayın. birkaç kulüpte aktif rol almaya çalışın. hem ortama adapte olmanıza yardımcı olur, hem sorumluluk bilinci için bir pratik olur.
lisedeki gibi not, sınav odaklı çalışmayın. öğrenmeye çalışın. zevk almaya çalışın.
hoca bir kitaptan sorumlu tuttuysa ( sınav için ele alalım ) siz ikinciyi, üçüncüyü okumaya çalışın. okudukça kafanız nefes alacak, rahatlayacak. farlar yanacak, görüş açınız artacak falan.
deniz gezmiş montu giymeyin. halkçı olun evet. ama halkçılık oynamayın.