büyük demokrat. öyle ki, her şeyi kendine danışarak, oldurabilen kişi.
merkez bankası taşınmak istemez o der ki, "gerekirse yasa da çıkarırız" türban yasaktır ortada anayasa mahkemesi kararları, aihm kararları vardır, der ki, "gerekirse yasa çıkarırız" hani ülkede var olan yasa olmasına gerek de yoktur, bu kişinin düşünce yapısına ne uygunsa, yasa da ortadan kaldırılabilir.
"kimseye danışacak değiliz" tabi haşmetli devletlumdur kendisi. o değil de, bu cumhurbaşkanlığı mes'elesinde -kendisi hep mes'ele der, mesele demez de ondan- "halkımız referandum kültürüne alışmalı" gibisinden kendisini halkın isteğini yerine getirmekle mükellef kılmış yılmaz kahraman addetmişti. hani demokrasi? kamuoyunda ve kurumlarda merkez bankası'nın taşınması gibi bir ihtiyaç var mı? yok. bilakis tepki çok. ama devletlum demokrasiyi işine geldiği gibi kullanınca böyle oluyor. işine gelince halkı kalkan yap işine gelince de "kimseye danışacak değiliz" vay be, neydi ha evet demokrasi tramvaydı. tramvay demokrasisi. kendisinin iş yaşamı i.e.t.t'de başladığından herhalde ondan bu tramvay merakı. ben şimdi bana danışılmasını istiyorum arkadaş, hani referandum?
bir de yandaşlarını yalancı çıkarmaz mı son birkaç gündür öldürür adamı.
- oğlum türban siyasi simge, o yüzden yasak.
* ne siyasi simgesi ya! inanç özgürlüğü.
- lan sömürülüyo inancınız.
* hadi len.
ne diyor başbakan? "siyasi simge olsa ne olur?" hah şöyle yiğidim çıkar ağzındaki baklayı.
- lan hani inançtı başbakan siyasi simge de olabilir diyo.
* olur tabi abi özgürlük demokrasi.
bu tipler, cumhurbaşkanlığı seçiminin halk tarafından yapılmasına da, erkan mumcu dile getirdiğinde karşılardı "olmaz öle şey" zart zurt, sonra tayyip yiğidim söyleyince "biz seçelim tabi, halk iradesi" diye okumaya başladılar. sizi gidi şemsi paşa pasajında demokrasileri büzüşesiceler.