sevgilinin doğum gününü bok etmek

entry1 galeri
    1.
  1. tanımla başlayayım ki modlara ayıp olmasın. tüm heves ve gayretinize rağmen işlerin ters gitmesidir.

    üniversite yılları. sevdiceğimle birlikte geçirdiğim üçüncü ve son doğum günüydü. üç yıllık ilişkide ne yıldönümü ne de doğum günlerinde bir türlü gün yüzü göstermediğim kızcağıza bir darbe de bu yıl vuracağımı anlamama hala saatler vardı. üstelik bu yıl her şeyin telafisi olsun diye aylar öncesinden kenara para koyup kendimce büyük planlar yapmıştım. denize nazır bir restoranta götürüp bi güzel yemek yedikten sonra, havai fişekler, önceden kafalanan garsonun getirdiği pasta ve şakşakçı müşterilerin eşliğinde enfes bir doğum günü olacaktı. klasik ama özel bir doğum günü.

    bir hafta önce

    -alo orhanabinin biyigindaki bosluk napıyon lan
    +duruyorum. sen?
    -la bak ne dicem para lazım bana acil, var mı sende hiç?

    (yok desen olmaz, çok iyiliği dokundu ibnenin)

    +var da yengenin doğum gününe saklıyorum olum ya..
    -lan zaten 3-4 güne ödicem geri, ne zaman doğum günü?
    +haftaya.
    -ooolum tamam o zaman sıkıntı yok bana para gelicek o zamana
    +bak lan bu çok önemli, kesin mi?
    -yolluyorum hesap no'yu. ziraatten yatır en az o ibneler kesiyo.

    ------------------------------------

    yolladım. tahmin ettiğiniz gibi geri ödemedi. aslında ödeyemedi. o mevzu da derin ama o konudan bilahare bahsedeceğim.
    büyük gün geldi. cepte üç kuruş para var. bi bok yapamayacağımı kabullendim bahanesini düşünüyorum. zaten günlerdir ekmeğe yağ sürüp tavada kızartarak öğünleri geçirmemi geçtim, sarma sigaranın boğazımda bıraktığı o şerefsiz tadın rahatsızlığı var. camel içtiğim günleri hasretle anıyorum.

    ne yapsam ne etsem para bulamıyorum. neyse dedim çıktım yola, ucuz bir şeyler bulacağız ya güya. uzatmayayım pastasız olmaz diye düşünürek, pastaneden bir tane tek kişilik ufacık pasta aldım 5 liraya. çikolata/frambuaz seçeneklerinden de daha eli yüzü düzgün duran frambuazlıyı seçtim.

    henüz nasıl bir şey aradığımı bile bilmeden sokak sokak, dükkan dükkan geziyorum. eski paraların, plakların satıldığı bir dükkana girdim. dandik bi antikacı bozması. sevdiceğime ordan her yerinden bayağılık akan dandik bir köstekli saat aldım. eve gidince farkediyorum her yeri çizik ama vakit yok değiştirmeye. neyse diyorum paketliyorum tekrar.

    velhasıl akşam oluyor. sevdiceğim köstekli saati görünce gülüyor. gülüyor ama beklentisi büyüktü doğal olarak, üzülüyor. üstüne üstlük pastanın da kreması ekşi çıkıyor. orhanabinin biyigindaki bosluk üç yıllık ilişkide bir özel günü daha bok ediyor.
    5 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük