lev nikolayeviç tolstoy

entry359 galeri
    217.
  1. tartışmasız favori tarihi karakterlerimden biridir. sadece bir filozof veya yazar olduğu için değil, totalde hayatını görüp anlayabildiğim nadir, dürüst, yetenekli insanlardan biridir.

    --spoiler--
    ..Bir gün gençliğimin o on yıllık dönemini kapsayan dokunaklı ve
    öğretici hayat hikayemi anlatacağım. Sanırım pek çok kişi de benimle
    aynı deneyimden geçti. Bütün ruhumla iyi bir insan olmayı
    arzuluyordum. Ama iyi bir insan olmanın peşinde koşmak için çok
    genç, tutkulu ve yalnız, yapayalnızdım. Bu samimi arzumu, yani
    ahlaki bakımdan iyi bir insan olma arzumu her dile getirişimde
    aşağılanma ve alayla karşılaştım. Ne zaman adi ihtiraslara teslim
    oldum, o zaman insanlar beni övdüler ve teşvik ettiler.
    Hırs, iktidar düşkünlüğü, açgözlülük, şehvet, kibir, öfke ve intikam
    - bunların hepsi saygı gören şeylerdi.
    Bu hırslara teslim olarak ben de büyüklerim gibi oldum ve bu
    şekilde onların beni onayladıklarını hissettim. Yanında kaldığım
    müşfik teyzem, ki kendisi insanların en hasıdır, bana daima benim için
    hayatta evlenmemden daha çok istediği bir şeyin olmadığını söylerdi.
    'Rien ne [orme un juene homme, comme une liaison avec une [emme
    comme il [aut': (Hiçbir şey bir erkeğin kişiliğini iyi aile terbiyesi almış
    bir kadınla kuracağı yakınlık kadar geliştiremez.) Teyzemin benim
    için dilediği bir başka mutluluk da be-
    • 10 •
    nim emir subayı ve de mümkünse imparatorun emir subayı 01mamdı.
    Ama benim için dilediği mutlulukların en büyüğü benim zengin bir
    kadınla evlenip mümkün olduğu kadar çok sayıda serfe (tarım işçisi)
    sahip olmamdı.
    O yılları dehşet, nefret ve de yüreğimde bir sızı olmaksızın hatırlayamıyorum.
    Savaşta insanlar öldürdüm ve gene öldürmek
    amacıyla insanları düelloya davet ettim. Kumarda kaybettim, köylülerin
    emeklerini çar çur ettim, onları cezalara çarptırdım, ahlakSız
    bir hayat sürdüm ve insanları kandırdım. Yalan, soygun, her türlü
    zina, sarhoşluk, şiddet, cinayet, işlemediğim tek bir suç bile
    kalmamıştı, ama benim çağdaşlarım beni nispeten ahlaklı bir insan
    olarak gördüler ve de görüyorlar.
    Bu şekilde on yıl yaşadım.
    --spoiler--

    itiraflarım / s.11

    --spoiler--
    ...Bu inanç,
    ifadesini 'ilerleme' sözcüğünde buluyordu. Bana o zamanlar bu
    sözcüğün başka bir anlamı varmış gibi geliyordu. En doğru şekilde
    "Nasıl yaşarım?" sorusuyla kendime işkence çektirdiğim (hayata
    bağlı her insan gibi) ve cevap olarak "Ilerlemeye uygun olarak
    yaşa."yı verdiğim zamanlar henüz sadece, kayığı rüzgar ve dalgalarca
    sürüklenirken kendisi için hayati ve tek soru olan "Dümeni ne tarafa
    kırmalı?" sorusuna "Biz bir yerlere sürükleniyeruz?" cevabını veren
    adama benzediğimi bilmiyordum.
    --spoiler--

    itiraflarım / s.15

    --spoiler--
    ...Bilgelerin bilgeliklerince doğrulanan bilgim bana şunu göstermiştir
    ki yeryüzündeki her şey - canlı ya da cansız - olabilecek en
    akıllıca bir şekilde yerleştirilmiş - bir tek, benim kendi konumum
    aptalca. Ve o aptallar - o muazzam insan kitleleri - canlı ya da cansız
    her şeyin yeryüzünde nasıl konumlandırıldığı hakkında en ufak bir
    fikre bile sahip değiller, ama yaşamaya devam ediyorlar ve sanıyorlar
    ki kendi yaşamlan çok akıllıca konumlandırılmış!..
    Aklıma birden şu geldi: "Ya hala bilmediğim bir şey varsa? Cehalet
    de aynısını yapar; cehalet de hep aynen benim dediklerimi der.
    Bir şeyi bilmediğinde bilmediği o şeyin aptalca olduğunu söyler.
    Gerçekten de öyle gözüküyor ki, sanki hayatlannın anlamını anlamış
    gibi -çünkü anlamadan yaşayamazlardı- yaşamış ve yaşamakta olan
    bir insanlık var.
    --spoiler--

    itiraflarım / s.49

    --spoiler--
    ...Artık gözümde yazarlığın
    hiçbir öneminin kalmamış olmasına rağmen, benim o değersiz
    çalışmalarıma verilen büyük maddi ödüller ve tutulan alkışların baştan
    çıkarıcılığı karşısında ben de kendimi yazmaya, sadece maddi
    durumumu iyileştirmek ve kendi hayatırnın ve genelolarak hayatın
    anlamına yönelik ruhumda yükselen o soruları bastırmak amacıyla
    adadım.
    Şöyle yazdım: Benim için tek olan gerçeği, yani insanın kendisi
    • 18 •
    ve ailesi için en iyi imkanları sağlamak amacıyla yaşaması gerekliliğini
    öğreteceğim.
    Bu şekilde yaşamaya devam ettim, ama bundan beş yıl önce bana
    çok tuhaf bir şeyolmaya başladı. ilk başlarda bir kafa kanşıklığına ve
    hayatın durmuş olduğu gibi bir hisse kapıldım. Ne yapmam ve
    hayatımı nasıl yaşamam gerektiğini bilemiyordum, kendimi
    kaybolmuş ve keyifsiz hissediyordum. Ancak bu durum çok sürmedi
    ve ben de eskisi gibi yaşamaya devam ettim. Sonra bu kafa kanşıklığı
    gitgide daha sık ve hep aynı şekilde nüksetmeye başladı. Bu
    dönemlerde aklıma hep şu sorular geliyordu: Ne için? Amacı ne?
    --spoiler--

    itiraflarım / s.18
    1 ...