Konuşmamaktır efendim, taraflardan birinin canı bir şeye sıkılır söylemez sonra da o olayın hıncını karşısındakinden alır, kırılır söylemez karşısındakinin anlamasını bekler akabinde anlaşılmayan taraf anlaşılmadığına kızar ondan dolayı da tavır yapar, anlamayan taraf başını anlamadığı için sonunu hiç anlayamaz derken alınız size bir kısır döngü ve maalesef o kırılmışlıklar biriktiği zaman birbirine duyulan öfke gerçekleşen güzelliklere de kör eder gözünüzü ve çarkın dişlileri arasında ezilir de ezilirsiniz. Konuşun efendim sorunlar da kırgınlıklar da konuşarak halledilir; en nihayetinde insanız, öyle değil mi?