milliyetçilik

entry1047 galeri
    158.
  1. #2351160 nolu girdimde de belirttiğim gibi milliyetçilik, kapitalist bir toplumun en basite indirgenmiş halinden yegane ideolojisidir. kimi geç uluslaşmalarda bu süreç içinde din bir ideoloji olarak kullanılmıştır, ulusçuluk için zaruri bir neticenin sonucudur dini ideoloji. #2351160 nolu girmiş olduğum girdide tanımlamak istediğim milliyetçilik sosyalist ve biricik bilimsel bakış açısını temsil etmektedir- indirgemeci tutumları dikkate almazsak-

    hareket noktası üretim ilişkisinin kendisi olan bir ideolojinin kendisi, günümüz şartlarında ayakları yere basan bir anti-emperyalizme sahip olması beklenemez. türkiye'nin öznel şartları içerisinde, türkiye kapitalizminin uluslarası sermayeye bağımlı konumlanışı zorunlu bir sistem boşluğuna itiyor bizleri. sermayeyi dışlayamayacak olan milliyetçilik, zorunlu ve belirlenmeci bir şekilde emperyalizmin kendisine yedekleniyor.

    türkiye'nin kapitalistleşme sürecinde, dış sermayedarların güçlü konumlanışı, türkiye'deki dinamikleri şekillendirmiştir. halkçı damarın minumum düzeyde kalışı, milliyetçiliği bir şekilde faşizme kadar ilerletebiliyor. elbette bu ilerleme türkiye'nin kendi öznel koşulları ile sınırlı değil. kimi emperyalist ülkelerdeki, yönetimsel boşluklar milliyetçiliğin kendisi faşizmin uzantısı, eklentisi haline geliyor.

    günümüzde uluslarası sermayenin globalleşme adı altında hızlı emperyalist saldırısı, ulus-devletlerin( bunu kapitalist devletler hiyerarşisinde piramidin altını oluşturan kesimler/devletler olarak değerlendirmek zorunlu) tasfiyesi aslında aşağı tabaka ülkelere emperyalist saldırısı vardır. bu kimi ülkelerde milliyetçilik ideolojisini anti-emperyalist konumlanışa mahal veriyor. bu bir hayalden mevcuttur, uluslarası konjonktörün zorunlu neticesidir. bu tepki halkçı-yurtsever karakterden uzaklaştıkça kendini faşizm olarak adlandıracak, ulusal sermayenin uluslarası sermayenin gücüne bağımlılığından ötürü başarısızlığa uğraycaktır.

    gelişmiş kapitalist ülkelerin içine düştükleri askeri-ekonomik krizler derinleştikçe egemen sınıflar gittikçe gericileşen, yaşama alanlara müdahale eden, dinci gericiliği körükleyebilir kendi ülkelerinde. şüphesiz bu kapitalist üretim sisteminin sonunu hazırlayabilecek savaşların yegane tetikleyicisidir.

    bu değerlendirmelerin sonucunda ülkemizde anti emperyalist(aslında anti-amerikanca ya da anti-abci, ama asla ikisi birden değil) hareketin milliyetçi bir karakter kazanması yalnızca günümüzde geçerlidir ve ancak "bir adım ileri iki adım geri" mantığıyla ilerleyebilecek siyasi yapıya sahiptir, en azından şimdilik bu böyle ilerlemektedir. halkçı- yurtsever safların büyümesi yegane bilimsel çözümdür.
    1 ...