BENiM SAVUNDUĞUM DEMOKRATLIKTIR. demokratlık, kendisine bakarak ötekinin mutlak olarak ne düşündüğünün bilinebildiği ve bu yüzden de yolunu tamamlamış olmanın şehvetine sahip olunan bir şey değildir. Demokrat, liberalizmin bireyinin tersine, “insan” olmak için uğraşır. Liberal bir birey için özgürlük adeta başkalarına hakaret edebilme özgürlüğüdür. Bu yöndeki engellemelerin hepsi fikre yapılan sansür olarak değerlendirilir. Ama demokrat insan, fikre sansür uygulanmasını asla talep etmezken, kendisini ötekiyle ilişkiyi nasıl kurabileceği yönünde dinamik olarak konumlandırır. Yani kendisine bakarak ötekini anladığını ve bu açıdan da yaptığının mutlak doğru olduğunu iddia etmez. Ötekiyle ilişkisi, öğrenme ve ikna süreçleri ile devamlılığı olan bir ilişkidir. Çünkü bilir ki “ben öteki olmadan asla tamamlanamaz”. Bu açıdan dindar olmayan – hatta ateist olan – bir demokrat bile, bir dindarın (Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Budist, Taoist vs. hiç fark etmez) üzerinde yoğun olarak hakaret etkisi yaratabilecek şeyleri söylememeye çalışır. Dindar bir demokrat da aynısını yapar!