merhaba sözlük. öncelikle enişte, bu entryi okuyacaksan dur. okuma lan. o kız da sana yürüyo işte. bunun için ablamla bi kere daha tartışırsanız ve sen o kızı savunursan ağzını döverim bilmiş ol. şimdi gidebilirsin.
bu yazı biraz kendimle yüzleşmemi sağlayacak galiba. şimdiden tırstım. neyse, başlayalım.
geçen pazartesiden beri sadece bir kere dışarı çıktım. olmadığım sarılık aşısını beleşe getirme amaçlı sağlık ocağındaki doktordan bebekler için olan aşıyı bana da yapmaları için imzalı kağıt aldım. bunun için zerre suçluluk hissetmedim üstelik. beni asıl geren şey bi haftadan fazla bir süredir evde oturduğumdan uzatma fırsatı bulduğum sakal ve bıyıklarımdı. abartmiyim gerçi, ama benim için bir rekordu bu. yolda birini görme korkusu her yanımı sarmıştı. özellikle de yeni arkadaş grubumdaki insanları. dürüst oliyim, bütün derdim onlardı. daha önce de beni yine kuaföre giderken rengi boka dönmüş siyah olduğunu zanneden taytım, babaanne hırkam, bağlı saçlarım ve bıyıklarımla görmüşlerdi. bi arkadaş çok değişik olduğumu söyledi karşılaştığımızda hatta. tavuk götüne dönmüşsün lan diyemezdi çünkü o kadar samimi değildik. bi de sanırım benim biraz güzel olduğumu düşünüyordu. o yüzden garipsedi bence. nereye gittiğimi sordular. kuaföre dedim. napıcaksın dediler bu sefer. sana ne atın evladı diyemezdim çünkü o kadar samimi değildik. gerçi samimi olsak da öyle bi cümle kurmazdım. niye sana ne diyim boş yere amk. itiraf ediyorum. aslında bütün amacım o 'çünkü samimi değildik' kalıbını tekrar kullanmaktı. o yüzden dedim. konuya dönelim. saçlarımı kestiricem dedim, arkadaşlardan biri yapma ya falan dedi. sonra vedalaştık. gittim işimi hallettim. işimi hallettim dememin sebebi de bi kez daha bıyık kelimesini kullanmak istemememdi. çünkü birinin bu yazıyı okuyup beni tanıması ihtimalini göze alamıyorum. sonra eve gelip vatsap grubumuza sırf muhabbet olsun, insanlarla samimi olayım diye onlarla karşılaştığımızda söylediğim yalanı devam ettirdim. o iki arkadaş yoktu tabi. maç izliyorlardı. onlar yüzünden saçımı kestiremedim falan yazdım. sonra başkalarıyla konuştuk. akşam gündüz karşılaştıklarımdan biri yazdı gruba. konuşuyorduk falan. sonra bu sevseydi gitmezdi falan dedi. saçmaladı bi şeyler. ben de yok öyle bi şey falan dedim. sonra oradan konu aşka falan geldi. ben mete için -adını vermeden tabi- iki yıl beni görmedi falan yazdım, geyiğe vurdum. sonra bayağı konuştuk. herkes bi şeyler anlattı. hiç de tarzım değildir aslında böyle ulu orta konuşup benim çok yaşanmışlıklarım var tribine girmek. aslında biraz tarzımdır. ya tamam, hayat felsefemdir. konu bu değil. aslında konu bu. höfff.
sonra benim delikanlım da yazdı bi şeyler. o pek konuşmadı. biraz işkillendim acaba kıskandı mı diye. sonra gece çocukluk fotoğrafının capsini yapıp yolladım. daha önce de fotoğrafı yollamıştım ve şakalaşmıştık. ama bunu gönderince inanılmaz sinirlendi. bi şeyler söyledi ve gruptan çıktı. sonra sabah geri aldım gruba. ertesi gün herkes bi kafede toplandı. bi arkadaşımızın arkadaşları da gelmiş. ben o gün de gidemedim çünkü yine sağlık ocağına gitmiştim. sağlık ocağının amk. her neyse.
eve geldim, yazdım ben buna. gördü, bi süre cevap vermedi. üstelik vatsaba iki kere girdi cevap vermeyip. yani yazdığımı görmemiş olma ihtimali yok. daha önce özelden konuştuğumuzda da cevap vermemezlik yapmam demişti. bunu açıktan bi trip olarak aldım. sonra gayet normal cevap verdi. beş dakika kadar konuştuk. o arkadaşımın arkadaşları gelmiş. zaten bizim için sadece bi tanesi mühim şu an. ona da buz orospu diyelim. çok yaratıcı olduğumu biliyorum. neyse. o gelmeden önce şu benim delikanlım aşkım nerede, ay çok heyecanlıyım falan diye geyik yapmış. sonra kız gelmiş suratına bakmamış. zaten kalabalık olduğundan iki ayrı masa yapmışlar. delikanlım küs olduğu halde buz orospunun olduğu masaya gelip milletle muhabbet etmiş. kızla ilgilenmemiş galiba. bu detayı sormayı unutan aklımı sikiyim. daha önce de yine benim gitmedim bi gün içki içmişler. delikanlım buz orospuya seni seviyorum falan demiş. twitterdan da arkadaşımla yazışmaları var. buz orospu iyi ki geldi bugün falan demiş. şimdi diyeceksiniz ki bu çocuk bu kıza açık açık yazarken sen nasıl senden hoşlandığı kanısına vardın? ne biliyim amk. vallaha sıkıldım. bi yere de bağlayamadım zaten. bari bi toplumsal mesaj falan veriyim.
sigara içeni engin hepileri gondiklesin. kalın sağlıcakla.