4806.
-
yağan yağmurun, sevgilinin gözyaşları olmadığını
anlayacak kadar büyüdüm artık.
sonu sana çıkan tüm şiirlerin,
sana varmamaya yeminli olduğunu
anlayacak kadar akıllandım artık.
bir sözünle çat diye çatlayan bu canın,
artık nutuk atsan dahi çatlamayacağını
anlayacak kadar taşlaştım artık.
sana gelen yollar hiç bu kadar uzak olmamıştı.
ki yakın olsa bile sana gelecek kadar aşık olmadığımı
anlayacak kadar kalpsizleştim artık.
artık; ne vardın, ne varsın, ne de olacaksın.
umutsuz da yaşanmaz, bilirim.
azrail 'gel' dese, koşar adım giderim.
hiç bir şeyi unutmazsın ya sen, işte bunu da unutma,
bu sana, 'son' şiirim. * *