tam bir ehl-i sünnet olarak, müslümanların -daha doğrusu kendini müslüman olarak gören şovenlerin- kendilerini sertçe eleştirmeleri gerektiğini düşünüyorum. bu arkadaşlarımıza eğitim de fayda etmiyor. sosyolojiden bihaberler.
neymiş? vay efendim, "ateistlere biz laf edince çok mesele oluyor da, onlar kendilerinde hazreti meryem'in baş örtüsüne, sakala, peygamberin aile hayatına, kurban bayramına... laf etme hakkı görüyorlar..."
şimdi,
"baş örtüsü" meselesi denen olay, kamusal bir problemdir. çünkü dini simgelere sahip olmak insanların birbirlerine eşit bir şekilde davranmalarını engeller. resmi kurumlarda bu gerçekten problem yaratabilir.
sakal, saç gibidir, "at kuyruklu" "top sakallı" diye neden laf kalabalığı yapılıyorsa, aynı sebepten ötürü sakallı gezen kardeşlerimiz hakkında laf yapılabilir,
peygamber, peygamberdir, kişisel dinle bir alakası yoktur, aile hayatı en az turgut özal'ın aile hayatı kadar didik didik edilebilir; çünkü bu insan tüm insanlığa mal olmuştur,
kurban bayramı, sokaklarımızı her defasında kan gölüne çeviren bir eylemdir. o sokaklarda herkes yaşar.
üstteki hiçbir olayda insanların "kişisel dini inançları" eleştiri, uğraş malzemesi haline getirilmiyor. tüm topluma, tüm insanlığa yönelik "açık" ve "toplumsal" alandaki şeylerle uğraşılıyor.
her zaman diyorum: dini konuları kişiselleştirmeyin. dini yaşayın, allah'ınıza ibadet edin; toplumun gözü önünde cereyan eden olayları "sadece size ait" olarak görmek ve başkalarının eleştirisine tahammülsüzlük göstermek de ancak sizin kendi küçüklüğünüzden ve düşüncesizliğinden gelir, unutmayın.
ardından bir de bakmışsınız ki dünyanın en geri kalmış toplumları hep sizinle aynı dine mensub... ne yaparsınız? vay anasını der, sakalınızı kaşırsınız.