--spoiler--
Sene 1648'di, Osmanlı tahtında Sultan ibrahim vardı ve devlet çok büyük sıkıntıdaydı. Yıllardır devam eden savaşlar bir türlü bitmek bilmiyor, Anadolu'daki isyanların biri bastırılmadan öteki patlıyor, valilikler rüşvet mezatına çıkıyordu. Hazine tamtakırdı ve bütün bunların yanısıra, üstüne padişahın aklından zoru olduğu söyleniyordu.
istanbul sarayına sadece ve sadece israf hákimdi. Samur kürkler moda olmuştu, her yere samur döşeniyordu ve cephelerde yaşananları kimse hatırına getirmek istemiyordu.
Valilerin vazifeleri arasında padişaha ‘‘harçlık göndermek’’ de vardı. Sıra günün birinde Sivas valisi Varvar Ali Paşa'ya geldi ve istanbul'dan Sivas'a gelen bir saray memuru, Varvar Ali Paşa'dan ‘‘30 bin kuruş harçlık’’ istedi.
Paşa padişahın adamını ‘‘Sivas'ın tek kuruşu yok! Bu parayı nereden vereyim? Yol keserek halkın malını mı soyayım’’ deyip geri gönderdi. Artık bir müddet de olsa rahat bırakılacağını zannediyordu ki, hemen üstüne bir başka saray memuru daha geldi. Hükümdarın canı bu sefer bambaşka bir şey çekmişti: Anadolu'daki kumandanlardan biri olan ibşir Paşa'nın karısını... Kadının güzelliğini anlata anlata bitiremeyip ve ‘‘Bu avrat sadece siz efendimize láyıktır’’ diyenler aklı zaten başında olmayan padişahı daha da azdırmışlar ve Sultan ibrahim Sivas'a ‘‘ibşir'in avradı tez bana gönderile’’ diyen bir ferman yollamıştı.
Vali Varvar Ali Paşa ‘‘Bre ben pezevenk miyim? Bir Müslüman ádemin nikáhlı avradını elinden alıp padişah bile olsa bir başka herife nasıl veririm?’’ dedi ve saraydan gelenleri tekme-tokat kapıdışarı etti. Sonra ‘‘Devlet elden gidiyor’’ deyip isyan bayrağını açtı, hemen asker topladı ve Sivas'ı bırakıp Tokat taraflarına gitti.
isyanı haber alan saray bu sefer daha da garip bir iş etti, isyanı bastırma vazifesi güzel karısını Varvar Ali Paşa'nın sayesinde padişaha kaptırmayan ibşir Paşa'ya verildi. ibşir Paşa ‘‘Asiyi tez zamanda yakalayıp tepeleyesin! Ya başı, ya başın!’’ buyuran padişahın daha birkaç gün önce ‘‘Avradını hemen bana yollayasın’’ dediğini unuttu, ‘‘Ferman efendimizindir’’ deyip Varvar Ali Paşa'nın peşine düştü. Ali Paşa'yı Tokat taraflarında kıstırıp yakaladı ve tam celláda vereceği sırada Ali Paşa herkesin içinde ‘‘Ulan, ben senin avradının ırzını korumak için isyan etmiştim. Senin gibi herifi benim üzerime musallat etmelerinin sebebi budur, bilmiyor musun? Beni Allah'ın emrine karşı çıkmayıp da namusunu koruduğum için mi katledeceksin pezevenk?!’’ deyiverdi. ibşir Paşa kızarıp bozardı ama onun nazarında padişahın emri kendi namusundan da üstündü, celláda bir işaretiyle namusunun bekçisi Varvar Ali Paşa'yı canından etti. Sadakati karşılıksız kalmayacak, kısa bir zaman sonra sadrazamlığa getirilecekti.
--spoiler--