bekir coşkun'u; 22 temmuz sonrası süreçte yazdıkları, başbakan ile girdiği polemik, literatüre kazandırdığı göbeğini kaşıyan adam gibisinden aşağılayıcı tabirler ve her türlü laikçi hezeyanları dolayısıyla milli kahraman addeden, hiçbir zihin cimnastiği, fikir üretimi, minicik dahi olsa bir entelektüel kırıntı barındırmayan, temcit pilavı misali devamlı aynı şeyleri tekrarlayan, her satırında üç kelime bulunan (arasıra cümle de kuruyor, haksızlık etmeyelim) köşe yazılarına müthiş bir hırsla sarılan ve her daim onlara atıfta bulunarak ayar verdiğini zanneden, her sabah hürriyet'i açıp "aaa bekir çoşkun bugün bunu yazmış, ne pis ayar vermiş, ne giydirmiş ama" sözleriyle kendini teselli ederek mutluluk arayan insandır.
bekir coşkun'a, ringte kıyasıya devam eden zorlu bir boks müsabakasının yılmaz boksörü muamelesi yapan bu tarz insanların, mezkur yazarın her polemiğinde ve her yazısında "indir bi tane, vur, vur, vur, vur!" tezahüratıyla salonu inlettikleri gözlemlerle sabittir. her (sözde) yumruk darbesinin ardından elleri patlayana kadar alkışlarlar boksörü. böyle verimli, bitmez tükenmez bir mutluluk kaynağına sahiptirler. "ne mutlu onlara" demek düşer bize de.
başlıkta bekir coşkun yerine yılmaz özdil konulduğunda değişen pek bir şey olmayacağını belirtmeme gerek yoktur herhalde. iki benzer insan için farklı başlıklar açmaya lüzum yok.