her insanın dile getirmiş olabileceği ortak cümleler vardır hayatta. belki klişe ya da kalıplaşmış laflardır bunlar. baba ile girilen bir kavgadan sonra babanın söylediği bir takım sözler o kadar içine otururki insanın "keşke dövseydi bunları söylemek yerine" der insan ister istemez.
tokattan daha beter eden her kelimede "vur yahu vur ama sus" desen de içinden, faydasızdır. babanız eğer dövmek için; sopa, terlik veya osmanlı tokadı gibi yöntemler yerine kelimeleri seçiyorsa araç olarak, işiniz var demektir gerçekten. yenilen dayağın acısı geçer ama duyulan sözlerin acısı her daim kalır yürekte. orhan babanın buram buram felsefe kokan bir şarkı sözünde de dediği gibi; "dil yarası, en acı yara imiş". hoş o sevgilisinden duyduklarını kastediyordu ama kendisi burda olmadığına göre, bahsi geçen duruma uyarlamakta sakınca yok.