zor olsa da tamamıyle objektif olmalıyım siyaset konusunda. aklıma gelenleri bir bir yazmak istiyorum.
f. gülen örgütünün paralel bir yapı olduğu ve bitirilmesi gerektiği konusunda hemfikirim. ancak bu kadar geç bu gerçeğin duyurulması soru işaretleri uyandırıyor. ayrıca bu örgütle mücadele için geç kalınması sebebiyle( diye düşünüyorum) çılgınca ve ahmakça icraatler yapılması( örn. polis kolejlerinin kapatılması) haklı iken akp'yi haksız kılacaktır. hiç bir masumun canı acıtılamaz bir paralel yapı için. üstün demokraside bu bir farzdır.
gerçek akp'lilerin, "kralcı" akp'lileri derhal partilerinden kovması gerekiyor. atv'nin de aralarında bulunduğu yığınla yandaş medya örneğin. zannımca bu ekibin tek amacı kralcılık vesilesiyle büyük menfaatler.
akp, anadoluyu kalkındırma amacında kişilerce kurulmuş bir partidir, ki imf'den kurtulma, ekonomik atak, kültürel miraslara sahip çıkma vs vs binlerce konudaki gelişim görmezden gelinemez.
çözüm süreci askeri sükunet açısından huzur verici olsa da, gelecekte ülkenin bölünmez bütünlüğüne bir zarar gelir mi endişesi de içimde yok değil.
vergilendirme sisteminde akp'den hiç memnun değilim. ötv'nin, kdv'nin ve gelir vergisinin ve diğer tüm vergilerin yeniden tanımlanması gerekiyor. Bir otomobile, o otomobilin fiyatının iki katı kadar vergi konulabilir mi? traş köpüğünden ötv alınır mı? bu vergilendirme sistemine dünya ekonomistleri nereleriyle güler acaba? ayrıca "para cezası" konusunda gelir vergisine paralel artış/ azalış uygulaması yapılması şart, ki aklın yolu bir; milyarder de hız cezasına 100 tl veriyor, orta halli de 100 tl veriyorsa, bu cezalandırma sisteminin de modern akıl ile yeniden yorumlanmasını gerektirir diye düşünüyorum. bunun yanısıra üreticiye nasıl ki denizcilik( burada soru işaretleri artıyor)'te mazot indirimi var, öyleyse tarım sektöründe de derhal kaldırılmalı.
asgari ücrete bir zam yapılması, akp'nin sosyal kalkınma misyonuna uygun bir hamle olacaktır. gelir eşitsizliğinin yarattığı ekonomik buhranlar yine akp'nin sırtına binecek.
gıda fiyatları bir ülkenin can damarıdır. aracı dediğimiz kesimin açgözlü ellerinden kurtarılmış bir gıda sektörü, çok daha ucuz bir gıda sektörü demek olacaktır. çiftçinin malını doğrudan halka arzedebilmesinin önü açılmalı ve tekelleşmenin önüne geçilmelidir. bu noktada kralcılarla mücadele tekrar önem kazanıyor.
tayyip erdoğan, son iki yıldır edindiği şu iğrenç "ağababası" havasını bir kenara bırakmalıdır. sen tehdit edemezsin. sen ağzını bozamazsın. sen başına buyruk davranamazsın. kimseye ağır hakaretler edemezsin. çünkü sen milyonlarca anadolu insanını sembolize ediyorsun. abdullah gül'ü örnek almalısın.
kamudaki gelir eşitsizliği... hakimine savcısına trink 1000 küsur tl zam yapan akp'nin gerekçesi ne idi? her ne gerekçe ise doğru olduğunu farzedelim. peki bu gerekçe senin öğretmenin, doktorun, subayın için de geçerli değil mi ey akp? sen bu haksız zam ile yüzbinlerce insanı kendinden nefret ettirdiğini anlamayacak mısın?
bunlar şimdilik aklıma gelenler.
yani daha yapılacak çoooooook iş var akp... hem de çok... küstürülen yüzbinlerce insan var. çözümler ise zor değil. zor olan bir şey var ise, o da akplilerin bu kralcılarla yüzleşmesidir. akp bu yandaş menfaatçilerle yüzleşmedikçe kendisi batacak, ülkeyi de batıracaktır.
