Çocukken yaz ayları çok güzel geçerdi be. Balkona otururdum hep, insanları dinlerdim. Her evden farklı muhabbetler, farklı insanlar. Sıkılırsam geçerdim salona, anneme sokulurdum hemen. Kafa da ne dert ne tasa ne gelecek kaygısı ne yaşam mücadelesi. Sadece huzur. Şimdi bakıyorum da insanların evlerinden gelen tek ses televizyon sesi. Çıt çıkmıyor evdekilerden. Sanırsın televizyonu açık bırakıp gitmişler.
Sonra küçükken yazlığa giderdik bütün kuzenler. Her yaz deli gibi denize girer,oyun oynar eğlenirdik. Akşamları iskeleye gider bir kafe'de oturup bir şeyler içip kendimizi büyük sanırdık. Şimdi ben yazın 1 hafta belki gidebiliyorum. Diğerleri de sınavdı, iş güçtü. Yazlık bizim ufaklıklara kaldı, onlarında denize girmeleri için telefonlarının şarjının bitmesi gerek. Sürekli oflayıp puflayıp sıkıldıklarını söylüyorlar.
Çocukluğunu yaşayan son nesil olduğuma sevinsem mi üzülsem mi inanın bilmiyorum sözlük. iyi akşamlar.