dedenin ölmesi

entry322 galeri
    244.
  1. 13 yaşımda kaybettim onu. ama hayatımdaki her karesi bir bir aklımda çünkü hayatımdaki herkesten daha değerliydi kıymetliydi benim için annem babam bile geri plandaydı her zaman. ben seversem çok yüceltiyorum, gözümde devleşiyor sanki. ama dedem bambaşkaydı. dedem kız çocuklarını çok severdi, bebekliğimde hiç kucağından düşürmezmiş sonrasında nasıl bir bağ oluştuysa aramızda o nereye gitse civciv gibi takılırdım peşine. neyse zaman geçti onlar artık kendi evinde yaşıyordu bizi de annem çalıştığı için eve kapatıp öyle giderdi işe. sonra dedem rüyasında beni görmüş ve ağlaya ağlaya uyanmış ertesi günü istanbul'a gelip beni almış sanırım o zaman 5 yaşında filandım. sonra biraz daha büyümüştüm aklım erdiği zamanlar işte dedem saçlarımı tarardı hep. her akşam üstü çayını demler arka balkondaki asmaların altında birlikte içerdik. sonra 4 yaşında kalp yetmezliğinden ölen kızını anlatır ağlardı. beni karşısında büyük insan yerine koyar dertleşirdi benimle. bu çocuk hangisinin kızı diyenlere o benim kızım derdi. evet ben onun kızıydım beni hiç kimse onun kadar sevmedi hiçbir zaman. ben söylemeden bilirdi ihtiyacımı, neyi sevdiğimi; gizlice alır verirdi. hep korurdu babama karşı, babaneme karşı. her zaman derdi benim kızım okuyacak, başaracak görürsünüz sizin oğullarınızdan bişey olmaz derdi hep. keşke biraz daha yanımda kalabilseydin de ben hem daha da yükselseydim desteğini alıp, hem seni onurlandırabilseydim canım dedem.

    ama dedem hep hastaydı, kardeşlerinin en küçüğü olmasına rağmen koah onu çökertmişti resmen. aklım ermeye başladığında geceleri onun öksürük seslerine uyanır ilacını yetiştirirdim. o da ben hasta olsam gece başımda beklerdi (annem dahi yapmadı bunu hiç bi zaman).. ben ona her öğün ilaçlarını çıkartıp verirdim, . gizli gizli sigara içerdi babanem yeminler ederdi hastahaneye götürmeyeceğine sigara içiyor diye ben giderdim onunla. ilaçlar, hastahane, eczane artık hepsini ezbere bilir olmuştum.

    beni köpek ısırdı. sesim nefesim kesilmişti resmen dedem kucağında taşımıştı ben düzelene kadar. yatakta tek başına yemek yemem diye o da benimle yiyordu yemeğini benim kızım çabuk iyileşecek derdi. herşeye daha bi heveslendirirdi beni. yapamayacağım birşey yokmuş gibi davranırdı.

    2000 yılında amcamı kaymetmiştik 38 yaşında sağlıklı biriydievlat acısı daha beter etti dedemi, daha da göçtü tükendi resmen her gün herkesten gizli yas tutardı. bir 23 nisan sabahıydı dedem merdivenlerden düşüp bacağını kırmıştı nasıl korkup saatlerce ağlamıştım, nasıl canım yanmıştı. neden uyanıp düşmesine engel olmadım diye kendime çok kızmıştım, neden duymadım kalktığını diye. sonra izmir'e gitti dedem bacağına platin takılacakmış, o ameliyat olana kadar 3 gün evde yalnızdık kardeşim ben ve başımıza 18 yaşındaki kuzenimizi koymuşlardı. dedemin oturduğu divanda oturup bekledim o 3 gün yiyemedim, uyuyamadım, sürekli ağladım durdum çocuk aklı ya kötü bişey olacak diye ödüm kopmuştu. sonra döndü onun ayak ucunda kendime ufak bi yatak yapmıştım onun ihtiyacı olduğunda kalkıp yetişebileyim diye bi gece yine astım krizi tuttu 2 defa oksijen makinasını taktım ilaçlarını verdim, ama düzelmedi acile gittik uzaktı ve köy yerinde öyle araba bulup da gitmek kolay değil. neyse sabah ezanı okunuyordu köye geldiğimizde ben uyuyakalmışım o da çocuğun uykusu bölünmesin yoruldu diye ses çıkartmadan koltuk değneğiyle kalkmış ve yine düşüp el bileğini kırmıştı. hayatımda hiç bi zaman öyle suçlu hissetmedim kendimi. bu sefer izmir'e giderken beni götürdü yanında onsuz duramayacağımı biliyordu kızım da gelsin dedi. bu sefer öyle zor olmadı tel taktılar bileğine. ve kısa süre de atlattık hastane sürecini ama o haliyle bile beni düşünüp parkları gezdirmişti. hayatımda ilk defa kordonda kumru yemiştim onunla.

    2002 yılı yaz sonu istanbul'a döndük hep beraber. yanımda annem babam varken bile benim herşeyim dedemdi. kış geçene kadar kaldık sonra veda eder gibi anneme emanet etti beni 31 mart i pazartesi akşamı dedemle babanem köye gidecekti dede gitme diye ağladım dizlerinde, dönücem yavrum dedi söz verdi bana 1 hafta sonra geri geleceğine söz verdi. ama öyle dik ve güçlü duruyordu ki hiç hasta değilmiş gibi uzun boyuyla çıktı.

    ilk defa bu kadar uzun süre ayrı kalacaktım ondan. bu ayrılış daha bi başkaydı, bu gidişte başka bişey vardı ama aklıma kötü birşey getirmek istemiyordum.

    3 nisan perşembe:
    her akşam üstü dertleştiğimiz arka balkonda sabah sessizce kayıp gitmiş..
    ben okulda sabahçıydım, kardeşim öğlenci ondan anahtarı alıp eve gidecektim okulun önünde bekliyordum babamın arkadaşı neyi beklediğimi sordu "kardeşimi" dedim "kardeşin gelmeyebilir" dedi "neden?" dedim "deden ölmüş" dedi. o an dünya yıkıldı başıma beynimde onlarca kez yankılandı olamazdı öyle bişey, bana söz vermişti geri gelecekti, ölmedi hasta oldu yine, siz yanlış biliyosunuz kafamda binlerce düşünce yankılandı o caddede nasıl koştum hatıralmıyorum arabaları vs hiç bişeyi gözüm görmedi.

    eve giremedim dedemin ablası yas gelmiş yas tutuyordu. o an hayatımdaki her şey bitmişti. benim herkesim her şeyim oydu.
    ben artık kimsesizdim. hiç kimsem hiç bişeyim kalmamıştı ben nasıl yaşayacaktım, beni de almalıydı yanına. sonra sinir krizi geçirmişim serum iğne vs. köye gittik cenaze için soğuk ellerine sarılıp söz vermiştin neden gelmedin ben çok bekledim neden gelmedin diye ağlamışım. herşeyim sendin neden kimsesiz bıraktın beni diye saatlerce ağlamışım.

    hayatımdaki en büyük ve ilk kaybım oydu ve sonrasında çoğalarak arttı kayıplarım gittikçe kimsesizleştim yalnızlaştım dipsiz kuyulara düştüm.
    3 ...