coşkuyla kutlanan yerlerin de olduğu daha çok gerginliklerle devam edip sonra biten bayramdır.
hemen hemen her sene böyledir.
ama bu bayram kimin bayramı sorusu önemlidir.
bütün sendikalar en az 1 tane "1 mayıs emek ve dayanışma günü" ve "1 mayıs emekçi işçilerindir" diye pankart taşıyorlar.
pekala bugün taksim'e komünistler çıktı.
o amına koduklarımın bu ülkeye ne gibi bir emekleri dokundu?
yani neyi yaptılar, neyi düzelttiler, neyi geliştirdiler?
emekçi diyor sen üniversite 3. sınıfta asalak amip bir arkadaş grubuna sahip starbucks komünisttisin.
ben bugünü saçları çalışmaktan kırlaşmış adamların, kadınların coşkuyla eğlendiği güzel vakit geçirdiği bir gün gibi hayal ederken, 10-15 tane orospu çocuğu provokatör piçin evlatları sapanlarla molotof kokteylleriyle polise, ensafın dükkanlarına saldırıyor.
sonra polis orantısız güç kullanıyor diye ağlıyorlar.
tabi kullanacak amına koyim.
sen esnafı düşünmezsen kusura bakma kimse de senin kırılan kemiklerini düşünmez.
ayrıca sosyal medya özellikle twitter denilen mal toplama yerine de küfür etmekte hiçbir zarar görmüyorum.
twitter'da "1 mayıs kutlamalarında polis şiddet saçıyor" diyen adamın işçilerin hakkını iphone'undan attığı tweet ile savunması ne kadar ironi değil mi?
ya da bazı ekşici piçler gibi sabah akşam bilgisayar telefon başında göt büyütmekten başka bir yeteneği olmayan amına koduklarımın sabah akşam sosyal medyada insanları gaza getirip provokasyona yol açmaları gibi?
gerçi gezi parkı olaylarından sonra ülkemizdeki en ufak olayı bile gezi parkı havasında yaşamak istiyorlar.
gezi parkı dedim ya unutmayın amına koduklarım o sizi gaza getirip "taksim'e gelin" diyen yavşak ünlülerin 1 hafta sonra marmaris'lerde orada burada denize girip margarita içtiklerini unutmayın!
1 mayıs emekçi insanlarındır, hiçbir sike yaramayıp olay çıkaranların değil.
gönül isterdi ki huzurlu ve güzel görüntülerle taksim'de kutlansın ama olmadı.