kendisine "teknik direktör değil" şeklinde yapılan eleştirilere katılmadığım antrenör. öyle ya da böyle her maçta sahaya bir taktik yansıttığı görülebiliyor ancak eleştirilecek yanı bu taktiklerin hep skoru korumaya yönelik korkak taktikler olması. her antrenörün bir oyun stili oluyor ve fenerbahçeli'leri çileden çıkaran da ismail kartal'ın bu defansif kafa yapısı.
takım üzerindeki otoritesine gelirsek dünyanın neresine gidersen git, yardımcı antrenörlükten teknik direktörlüğe gelen tüm antrenörler takım üzerinde otorite kurmakta zorlanırlar ancak sahada görüldüğü kadarıyla oyuncuların ismail kartal'ı takmadığı, ona saygısızlık yaptığı da pek görülmüyor. bugün yere göğe sığdırılamayan lucescu'nun bile galatasaray'daki ilk sezonu 2000-2001de oyundan çıkan hagi'den bir dayak yemediği kalmıştı. zira teknik direktör de otoritesini yönetimden alır. oyuncu teknik direktör'le karşı karşıya kaldığında yönetimin kimin tarafında yer alacağını bilir ve ona göre davranır. ayrıca otoritesi olmayan bir antrenörün yaptırdığı idmanlarda da oyuncular kaytarırlar ancak fenerbahçe'nin maçların son 10 dakikalarında 25 puan topladığı göz önüne alınırsa fenerbahçe'nin kötü çalıştığı da söylenemez.