sene 2002. adanalı çavuş nöbet çizelgesi hazırlıyor ve aramız iyi olmadığından benim nöbetleri devamlı gündüz 9-12 ye getiriyor. o dönemde türkiye dünya kupasında maçlar sabah saatlerinde oynanıyor, bu demek oluyor ki saul türkiye' nin maçlarını izlemesin. neyse 2 maçı zaten izleyememişim maşallah milli takımda almış başını gidiyor. en son türkiye japonya maçı var tabii ki benim nöbet yine maç saatine denk gelmekte ve her şeyi göze alıp şu anki parayla 100 tl ye nöbete yerime kayseri' li gariban bir çocuğu diktim. neyse bir sonraki gün sabah iştimasında, karakolun en gaddar komutanı nutuk atmakta ve şöyle bir diyalog yaşanmakta aramızda;
gaddar kmt: aramızda bir vatan haini var, hemen çıksın ben ismini vermeden yoksa askerliğini uzatıcam onun.
( bütün bölük bende dahil olmak üzere homurdanıyor, hadi ya kimse çıksın artık ayakta beklemeyelim )
gaddar kmt: benden günah gitti, dün sabah 9-12 nöbetçileri çıksın buraya.
( işte o an film şeridi, gözlerinin önünden geçmek sözü anlam kazandı bende. * )
saul: tekmil verip, emredin komutanım
gaddar kmt: dün nöbetçi senmiydin
saul: emredersiniz komutanım, değildim
gaddar kmt: senin ismin var da neden sen değildin
saul: tam cevap verecekken tüfeğin dipçiğiyle çenemi yerinden çıkardı allahsız, sonra tekmeler tekmeler ard arda inmeye başladı bana.
( ondan sonra revire götürdüler beni, 1 hafta yatmıştım)
edit: bu arada beni ele veren adanalı çavuş, seni unutmadım hiç bir zaman facebookta falan bulamadım.