Birini tekrardan tanımak var işin içinde. Sevdiği ve sevmediği şeyleri öğreniceksin , davranışına göre triplimi , kızgın mı anlamaya çalışıcaksın en baştan onu tanımaya çalışıcaksın , o da seni tanımaya başlıcak , hayaller kurulucak , Konuşma şekillerinden ruh halini anlıcaksın , senden önceki insanlara nasıl hitap ettiyse sana da öyle edicek , bağlanıcaksın , kavgalar ediceksin ve kavgalı olduğun müddet sinirli geçircen o zamanı ve önüne kim gelirse ona kusucaksın sinirini. Bağlanmaya başlıcaksın istemeden bir süre sonra bu sefer her şeyin yerini endişeler alıcak "acaba gider mi?", ayrıl - barışlar olucak. Bazen uzun ayrılıklar olcak belkide hiç barışılmıcak. Şimdi başa dönelim : ona ait ne varsa sil , gözünün görmemesi için sana ulaşımlarını yada onu gösterici her şeyi engelle , hayalleri sil , sevdiği ve sevmediği şeyleri unutmaya çalış çünkü etrafında gördüğün her şey onu hatırlatıyor olucak. Üzülmüyorum diyip kendini kandırsanda akşam o baş o yastığa konduğu an kendi yalanını ortaya çıkarırsın.
Şimdi ne gerek var bir insanı en baştan tanıyıp sonra onu en baştan unutmaya?.