sınıflarında ya %100 ya da en düşük ihtimalle %95 erkek öğrencisi olan, bu erkek öğrencilerin çoğunun ders esnasında dahi bel altı küfürler ettiği ve dersi dilemeyip dersin düzenini bozduğu yetmiyormuş gibi düşük not alma durumunda idarecisine öğretmeni şikayet etmeye hiç utanmadığı, kız öğrencilerinin çoğunun yüzümü kızartacak derecede küfür bilgisine sahip olduğu, ders esnasında erkek öğrenciler tarafından yapılan onların yaşındayken bilmediğim bel altı küfürlere adeta kahkahalarla güldüğü yetmezmiş gibi erkek öğrenciyi paylaşmak için saç başa girenleri koridorlarında defalarca gördüğüm hakaret etmeyeyim diye kendimi zor tuttuğum, daha o yaşta kendilerini beğendirmek için palyaço gibi boya küpünü girdikleri, velilerinin ise sanki çocuklarının ne mal olduğunu bilmiyormuş gibi onların tıp fakültesinde okuduğunu düşünerek hareket etmeleri, bir de tüm bunların üzerine idareciler tarafından Robert koleji ya da fen lisesi sanılan, idarecilerin öğretmenlerin her fedakarlığına rağmen öğretme şevkini kırmaya devam ettiği öğretmenlerini küçümsediği hatta köleleri gibi gördüğü ama her mart ayında 350 öğrencisinden "en fazla" 10'u ygs'den 180 puan alabildiğinde aslında "biraz" da öğrencinin çalışmadığını düşünen velileri ve idarecileri ile tanımlanabilecek lisedir.
ve şunu da ikinci cümlem olarak ekleyeyim.
meslek lisesine giden öğrenci çoktan kaybedilmiş öğrencidir, kazanması çok çok zordur, eğitim ailede olur, öğretim ise okulda -okulda eğitim tamamen devre dışıdır demiyorum-, ancak hamuru kötü öğrenciyi istediğin kadar eğit ya da öğret, bir şeyleri değiştiremezsin; herkes eğitilmez, eğer eğitilseydi 20 lira için taksicinin boğazını kesen, bir bilezik için kol kesen, masum kıza tecavüz etmeye girişen "insan" lar olmazdı, bir kısım insanın hamuru kötüdür yani doğuştan kötüdür ve meslek liselerinde böyle öğrenciler gerçekten çok fazla...