verilen bilgilerin tamamının doğru olduğunu varsaysak bile, sırf yapılan sığ yorumlar yüzünden çöp olarak nitelendirebileceğimiz bir yazı. aslında bunlara hiç bakmamak lazım, boşuna bunları okuyup zaman kaybetmemek lazım ama dayanamıyorum işte. çünkü okumadığın bir şeyin yanlış olduğunu nasıl iddia edebilirsin ki?
şimdi aşama aşama gidelim.
"tarih olsaydı-bulsaydı tekerlemelerinin üzerinden okunmaz malum, belgelerin ve gerçeklerin üzerinden okunur..."
e o zaman neden böyle bir yazıyı kaleme alıyorsun hacı dayı? haa, bana kalırsa gayet de olur böyle bir şey. mesela "naziler savaşı kazansaydı, nasıl bir dünyada yaşıyor olurduk?" sorusu gayet de güzel bir soru olabilir ve bu konu hakkında çok eğlenceli tartışmalar yapılabilir. ama bununla ilgili akademik bir yazı yazmanın da anlamsızlığı ortada. dolayısıyla karar ver, tarihçi olarak mı yazıyorsun bu yazıyı, yoksa bir köşe yazarı olarak biraz da magazine çevirelim işi mi diyorsun?
"mustafa kemal paşa, milli mücadele kazanıldıktan sonra, halife olma niyetini birkaç kez seslendirdi, hatta bazı yabancı gazetecilere, böyle bir teklif gelmesi halinde kaçınamayacağı yolunda beyanlarda bile bulundu."
böyle uzun boylu bir iddia, sence de bir kaynak göstermeyi ya da en azından ufak bir alıntı yapmayı gerektirmiyor mu bahadıroğlu? neyse, bu kaynak mevzusu senin okurlarına çok uzak bir mevzu zaten. onu da geçtik.
ama dikkatten kaçmaması gereken husus, atatürkün makam hırsının olumsuz bir şeymiş gibi gösterilmesi. önemli yerlere gelmek istemenin neresi kötü pardon? mustafa kemal, kendi döneminin şartlarına göre iyi bir eğitim almıştı. akıllı ve etkili bir adamdı. daha gençliğinde yazdığı mektuplarda bile yaşıtı olan arkadaşlarına liderlik ettiği görülür. buna uygun olarak da önemli pozisyonlara gelmişti. memleket meseleleriyle de haddinden fazla ilgilenen birisi olarak, iyi yerlere gelmeyi istiyor ve hak ediyordu. önemli olan bu hırsı yüzünden insanlara haksız yere zarar verip vermemesidir ki bu ayrı bir konudur.
"ingiltere, sömürü düzenine engel teşkil ettiğini düşündüğünü hilafeti çoktan kadırmayı plânlamış ve adım adım bu noktaya gelmişti"
madem hilafet bu kadar güçlüydü, biz neden cihan harbinde bu kadar çok müslümanla savaştık? neden araplarla savaştık? neden baş kaldırdılar? yoksa halifemiz yanlışlıkla cihad çağrısında bulunmayı mı unutmuştu acaba?
"yani imanın tüm şartlarını, tüm kuran ahkâmıyla (ki adıyla-sanıyla buna şeriat derler) birlikte benimsemek...
ve hem takipçisi, hem de savunucusu olmak...
yani, namaz kılacaksınız, oruç tutacaksınız, her türlü haramdan sakınacaksınız, gayrimeşru zevklerden uzak duracaksınız...
fakat bunlar da yetmez: ümmetin de böyle yaşaması için çaba harcayacaksınız..."
vallaa bu tanıma göre pek çok farklı zevcelerinden onlarca kimi zaman 100ü aşkın (bkz: 3. murad) çocuğu olan, kimisi içkiye düşkün olan, kimisi batılı tarzda yetişmiş, eğitim almış, kimisi içki içen padişahlarımızın çoğu halife sıfatını hak etmemiş anlaşılan. çok ilginç! o halde yavuz bahadıroğlu üstat bir başka yazısında bunlardan da bahsetsin de bizleri bu konularda aydınlatsın!
sayın üstat, eserine tüy dikmeyi de unutmamış:
"ve atatürk de kendisini hilafetten de saltanattan daha güçlü bir konuma getirip tek adam olacaktır! "
yahu el insaf. cumhurbaşkanının 1924 anayasasında sadece geciktirici veto yetkisi vardır ve bu yetki de cumhurbaşkanları tarafından kullanılmamıştır. cumhurbaşkanının parlamentoya müdahil olmasının önü kesilmiştir. tamam, elbette bugünkü şartlarla kıyaslanırsa atatürkün chp üzerindeki etkisi muhakkak daha fazladır. eee, peki sene olmuş 2015. erdoğan için çok daha farklı bir şey söyleyebilir miyiz? kaldı ki 1920lerden, 30lardan bahsediyoruz. o dönem kaç tane ülkede bugünkü gibi modern bir demokrasi vardı acaba? gelişmiş ülkeler haricinde en köklü demokrasiye sahip olan hindistan bile 1947de bağımsızlığını kazandığında bu sistemi tesis edebildi.
bir de tek adam diyorlar. hacı dayı, celal bayarlar, öve öve bitiremediğiniz adnan menderesler, recep pekerler, ismet inönüler, rauf orbaylar, fethi okyarlar... daha nice isimler sayılabilir ama bu kadar farklı kişiliklerin olduğu bir parlamentoda parlamentonun dışında, daha çok seremonik bir görev üstlenen cumhurbaşkanı nasıl tek adam rejimi kurar yahu? atatürk döneminden bahsederken sürekli kemalist elit diye bir kesimden bahsetmemizin bir sebebi var herhalde.
aman yaa, neyse. bırakınız yazsınlar efendim. nasıl ki atatürk döneminin sözde entellektüelleri "türk tarih tezi" gibi saçmalıkları ortaya atmışlarsa ve biz bugün bunlara neticemizle gülüyorsak, yakın bir gelecekte tüm bu yazılıp çizilenleri de hatırlayıp acı acı tebessüm edeceğiz "ne saçma zamanlardı bee" diye. işte bu yüzdendir ki "yeni türkiye" söylemi çok değil bir 10-20 yıl sonrasının alay malzemesi olacaktır.