"Uzaklarda değil tam da içinde yaşadığımız bir memleket düşünün...
Düşünün ki, o memleketin Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü, bilinen ama parti menfaatleri için susulan birçok şaibeyi ortaya saçıyor. Beni konuşturmayın diye söze başlıyor.. Cümlelerin arasında, Partime zarar vermek istemiyorum amalar da var. .
Sonra da şehri Parsel parsel satışla suçlanan Büyükşehir Belediye Başkanı son bir atış daha yapıyor hedefindeki Başbakan Yardımcısına. Dürüst politikacı söylediğinin arkasında durur. Eğer bir gün öyle, bir gün böyle konuşuyorsan hükümet sözcülüğünde ne işin var.. Seni dava edeceğim, hesabını mahkemede vereceksin diyebiliyor. O da, partisine zarar vermemek için prensipler gereği bir daha konuşmayacağını da deklare ediyor.
Sayın Davutoğlu diyor ki, iki açıklama da yanlış. Peki doğru olan ne? Hakikati bilip de, hesaplı-kitaplı susmak mı? Seçim var diye, yegâne doğru partinin âli menfaatleri mi! ismet inönü CHPsinin memleket ve milletten önce gelen âli menfaatleri ile sizin AKPnizin memleket ve milletten önce gelen âli menfaatleri paralellik arz etmiş olmuyor mu!
Seçim var diye değil, bu milletin hakkı için kendinize gelin!... Mızrak çuvala sığmıyor artık.
BU MiLLET PARTiNiZDEN BÜYÜKTÜR!"