yerin dibine girip hiç çıkmamak istenilen anlar

entry60 galeri
    51.
  1. ta 3 yıl önce...üniversiteden mezun olmuşum, göreve yeni başlamışım, yaş 21. o zamanlar biraz da çocukluğun etkisiyle biraz patavatsızlık mı desem açık sözlülük mü desem işte ikisinin karışımı bir özelliğe sahibim. gerçi hâlâ öyle de...biraz daha dizginleyebiliyorum kendimi şimdi.

    odasına gidip idari işlerle pek muhatap olmayıp öğretmenler odasında durup sürekli gereksiz muhabbetler açan bir idarecim -amirim- var. açıkçası komik de bir tip. 8 ay evli kalıp boşanmış adam biz gençlere evlilikle ilgili tavsiyeler veriyor aklınca arada...bir de benim için "öğretmenler odasının maskotu" derdi bu adam...ben olmayınca eksik olurmuş, öyle derdi. ben de bu adama amirim vs. olmasını umursamadan sürekli laf yetiştirirdim, sataşırdım...hakikaten çocukluk, şimdi olsa yapmam kesinlikle.

    bir gün gene her zamanki gibi bana evleneceğim kişinin nasıl bir kişi olması gerektiğini soruyor. ben de işte kendimce atıp tutuyorum. "böyle biri var mı okulda, bir düşüneyim" derken ben de "bu okulda adam yok ki hocam" dedim adamın gözlerinin içine bakarak...
    nasıl yerin dibine girdim, anlatamam. adamın umurunda değil zaten, başladı gülmeye...

    ama hakikaten üst yöneticilerden hep nefret etsem de abim gibi sevdiğim tek idarecim bu oldu. ben bu adamın yanında çok rahattım, istediğimi söylerdim. hiçbir sözümü yanlış anlamazdı ve beni sever, değer verirdi. tayin isteyip gitti, yılda 2 sefer ararım bayramlarda. hep de uzatır konuşmayı..."kapatın o telefonu artık" derim, "aradığıma pişman etmeyin beni" , o da lafını söyleyip kapatır sonra telefonu. sanırım, hâlâ büyümemişim...
    2 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük