yetersizliğimizin yetersizliğimizi farketme gücümüzü maskelemesi şeklinde özetlenebilir. david dunning bu sendroma "günlük hayat anasognozisi" diyor. anasognozi, daha çok felçli hastalarda görülen, hastanın vücudunun felçli bölgenin felçli olduğunun farkında olmamasına ya da buna inanmamasına sebep olan sinirsel hastalık. anasognozik bir felçli hastanın elinin önüne bir kalem koyup bunu kaldırmasını isterseniz, yorgunum veya kaleme ihtiyacım yok gibi cevaplar alırsınız. kalemi istese de alamayacağının farkında değildir. dunning-kruger sendromu da tıpkı bu rahatsızlığın psikolojik versiyonu gibi. yetersiz kişinin yetersizliği öyledir ki yetersiz olduğunu fark etmesini engeller. yalnız durum sadece bundan ibaret değildir. yeterli kişilerin kendini yetersiz görmesi de dunning-kruger sendromudur. yeterli bir kişi, kendisinin yeterli olduğu bir faaliyette herkesin yeterli olduğu yanılgısına düşer. bunu da toplum içinde mütevazilik olarak niteleriz.
dunning-kruger etkisinin temelinde illusory superiority (üstünlük vehmi) denen durum yatmaktadır. bu durum kişinin kendini ortalamadan üstün zannetmesi durumudur. toplumda yüzyıllardır farkında olunan bu durum, bilimsel olmasa da tanımlanmıştır. "bir tek akla nazar değmez, çünkü herkes aklını çok beğenir, "akıllar pazarda satılığa çıkarılmış, herkes kendi aklını satın almış gibi atasözlerimiz bunun net göstergeleri.
bir başka açıdan,şöyle bir "tasnif" de var. kişiler dörde ayrılır,
1-bilmez bilmediğini de bilmez
2-bilmez bilmediğini bilir
3-bilir bildiğini bilmez
4-bilir bildiğini de bilir
buradaki birinci ve üçüncü kişi sınıfları dunning-kruger sendromu kapsamındadır.