sözlük yazarlarından hikayeler

entry180 galeri
    63.
  1. ellerini yüzünden çekince, kırmızı ama ruj sürülmemiş dudakları daha güzel görünüyordu. dili ile dudaklarını ıslattı, sağ elini saçına götürdü, kulağına dokunup ellerini arkasında birleştirdi. iki eli ile yüzünü kapattı ..
    gözleri haddinden fazla parlak ve büyüktü, doğruca gözlerinin içine baktı. heyecan ruhunu sarmıştı, o da bunun farkındaydı. hafifçe eğilip önünde durdu, amacı etkilemek değildi belliki. çünkü hiç öyle bakmıyordu, çok masum bakışlarla ürkek bir çocuk gibi önünde öylece duruyordu.
    daha fazla dayanamazdı .. saçları, koca masum gözleri, teni, vücut hatları, kokusu onu baştan çıkarmıştı çoktan. kendini zor tutuyor, ona dokunmak için can atıyordu .. elini saçlarına uzattı, sonra parmaklarına doladı. derinden bir nefes aldı, ellerini saçlarında gezdirmeye başaldı. kız hiçbir şey söylemeden önünde durmaya devam ediyordu, ellerini kalçasına götürdü. mavi ipeksi kilodunu sıyırıp, bacaklarından öpmeye başaldı. şehvet kanına zehir misali işlemişti ..
    arkasını çevirdi, saçlarını topladı. üzerindekileri titizlikle ve şevkatle çıkardı, masanın önüne getirip eğilmesini istedi. kız tek kelime etmeden eğildi, arkasına geçti. bir anda kızın nefesi kesildi, dakikalarca ağlamamak için kendini zor tuttu. artık bayılmak üzereydi, ayaklarının üzerinde duramaz hale gelmişti. masadan destek alıp gözlerini kapattı ..
    kızı kucağına alıp yatağa yatırdı, üzerini örtüp izlemeye başladı.
    sabah uyandığında hiçbir şey hatırlamıyordu, yaşadıkları basit bir rüyadan ibaretmiş gibiydi sanki.

    elinde kırmızı bir gonca gül olan, esmer bir adam girdi içeri. ona yaklaştı.

    - siz?
    - evet
    - dün olanlar ..
    - güzeldi
    - her şey gerçekti öyl ..
    - evet kendime söz geçiremedim
    - ama ben ..
    - hiç itiraz etmedin
    - yine de bu doğru değil.
    - doğru olan ne?
    - benim gitmem lazım, nerdeyim?
    - evimdesin
    - nasıl geldim buraya?
    - sarhoştun, seni öyle bırakmak istemedim.
    - en son barda içtiğimi, yanıma geldiğini hatırlıyorum
    - doğru, ama bir şeyi atlıyorsun
    - neyi?
    - sen çağırdın beni
    - .. evet, hediyenizi kabul edemeyeceğimi söylemek istiyordum aslında
    - size yakışacağını düşünmüştüm
    - artık gitmem gerekiyor, hediyeyi evinize yollarım. tam olarak nerdeyiz? arkadaşımı aramam lazım
    - gerek yok, şoförüm sizi bırakır
    - zahmet etmeyin ..
    - .... kokunuz aklımı başımdan alıyor, siz yakınmda olunca kanım her zamankinden daha hızlı dönüyor. bütün damarlarım patlayacakmış gibi ..
    - kapıyı açar mısınız!
    - giderseniz kötü olurum.
    - kalamam ..
    - elleriniz, saçlarınız, ses tonunuz, nefes alışınız beni deli ediyor ..
    - korkutuyorsunuz beni ..!
    - ...... yüzünüz dünaynın en güzel manzarası, dün gece siz uyurken saatlerce seyrettim.
    - siz benim müşterimsiniz!
    - ben sizin hayranınızım ..
    - kapıyı açın!
    - şimdi gidersen olmaz ..

    erkeğin gözleri yalvarırmışcasına o kocaman masum gözlere dikilmiş, umutla kalmasını bekliyordu. kız duraksadı, gözlerini kaçırdı çünkü hala korkuyordu. ama arkasını dönüp gidemedi ..
    korku ile karışık arzu ve merak ona engel olmuştu, erkeğe yaklaştı. boyu sadece onu çenesinden öpmeye yetiyordu, çekinerek bir öpücük kondurdu ..

    - ayıkken denemek istiyorum
    - yapmak zorunda değilsin, sadece burda benimle kalman yeterli.
    - istiyorum ..
    - emin misin? dün gece ..
    - yeniden yaşayalım dünü, bu günü.
    - tanıştığımız günden beri seni istiyorum, her gün her saat her dakika ..
    - bir hafta oldu tanışalı
    - bazen bir an bile yetiyor ..

    yaklaştı .. sağ elini beline sarıp, sol eli ile duvara yasladı ..
    nefes almaları gittikce zorlaşıyordu, beş dakika sonra kızı yüz üstü yatırıp sırtından öpmeye başaldı. bel çukurları, yumuşacık teni, ince vücudu onu başatan çıkarıyordu. çıplak bedeni sanat eserini andırıyordu, adeta işinin ehli bir ustanın özenerek hazırladığı, şaheser gibi. eşsiz ve gözalıcı ..
    sırt üstü çevirip, dudaklarını bütün vücudunda gezdirmeye başladı. kız, efendisinin sadık hizmetkarı gibi erkeğin her yönlendirmesine itiraz etmeden uyuyordu. bundan zevk alıyor gibi görünse de, gözlerinde endişe vardı ..

    - iyi misin?
    - evet ..
    - canını yakmak istemezdim
    - bunu ben istedim.
    - gidecek misin?
    - hayır
    - bunu beklemiyordum.
    - dokunuşlarında bir şeyler var, öfke ..
    - o yüzden beklemiyordum, öfke var evet. öfkeyi hisseden kadın genelde gitmeyi tercih eder, hayatımdaki tüm kadınlar bu yüzden gitti.
    - ben kalıp denemek istiyorum
    - üzüleceğini biliyorsun değil mi?
    - biliyorum.
    - daha önce nerdeydin?
    - seni bekliyordum .. hiç değişmeyi denedin mi?
    - değiştirecek biri olmadı.
    - bana izin verir misin?
    - o kapıdan çıkmadığın an, bu yetkiye sahip oldun.
    - niye böylesin?
    - sevgisiz ve kimsesiz bir çocukluk geçirdim, acı dolu gençlik, kabus gibi ömür sürüyorum. ezile ezile, ezmeye alıştım ..
    - peki aşk?
    - sadece seks vardı, aşk benim dünayama uzak.
    - ya ben senin dünayana alışamazsam?!
    - senin için dünaymı yıkmaya hazırım ..

    gece kendini göstermeye başlamıştı, güneşin son ışıkları yerini karanlığa bırkatı ..
    o yine karşısında durup elleri ile yüzünü kapatmış, iri güzel gözleri ile erkeği büyülemeğe devam ediyordu ..
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük