kapıma getirdikleri üç kilo iki yüz gramlık pirincin miktarını az bulduğum gerekçesiyle ilk başta oy vermeyi reddettiğim parti. ardından "abi bir kilo daha koysak, anlaşırız demi, hı?" teklifini sunduklarında, pirinç tanelerinin bana nasıl masum bir edayla baktıklarını gözlemledim ve reddedemedim onları.
pirinçle yetinmedim tabii. seçimin üzerinden beş ay gibi uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen henüz marketten, bakkaldan temel gıda ürünü almışlığım yoktur. hala mevzubahis partiden aldığım bilumum gıda malzemelerinin stoklarıyla idare edebiliyorum. o derece yardım ettiler yani.
bir de şu "en" kelimesi ne anlama geliyor, öğrensek iyi olacak. hani "türkiye'nin en (vurgu burada) sevilen partisi hangisidir?" sorusu sorulduğunda "adalet ve kalkınma partisi" yanıtından başka bir yanıt geçiyorsa aklınızdan, söyleyin de bilelim.
akp'nin evime bıraktığı taze taze kuruyemişleri çıtlatırken entry girmek de pek hoş bu arada, tavsiye edilir. katır kutur, çatır çutur...