kim ne derse desin türk futbol tarihinin klüpler bazındaki en büyük maçı ve başarısıdır, nihayetinde bu maçı canlı gözlerle izlemek büyük bir şanstır. televizyondan yahut staddan. belki de böylesi bir maçı izlemek altsoylarımıza bile kısmet olmayacaktır.
staddan izleme fırsatı belki de ömrümün en şanslı olaylarından biriydi. bir fenerbahçeli olarak, hem de koyu fenerbahçeli olarak maça galatasaray forması giyerek gitmem hiç ağırıma gitmemiş, maç boyunca galatasaray lehine yaptığım tezarühatlar bana hiç dokunmamıştır. galatasaray olmuş, fenerbahçe olmuş fark etmez. bu maç bize bunu göstermiştir. herhalde klüp bazındaki tek ve en büyük dayanışma bu maçta olmuştur.
maç öncesi biletlerden birinin kaybolmasıyla beraber evde maça kim gidecek tartışmalarının yaşanması, maç boyu arkada sohbet ettiğim amcanın, raşit çetiner olduğunu maçın 70. dakkikasında fark etmem, türkiyenin gündeminde olan herkesin, uğraşılsa bir araya getirelemeyecek kadar ünlü ismin bir araya toplanması, maç sonunda sarhoş arsenal taraftarlarına formasız bir şekilde çarpıp, ecnebice konuşmamın akabinde ellerinden kurtulmam maça dair hoş detaylardır.
ayrıca maçın öneminin, her 17 mayısta trt 3'de tekrarının yayınlanmasından rahatlıkla anlayabiliriz. bu tekrarlar artık, kurtuluş, cumhuriyet ve sezercik küçük mücahit gibi filmlerin önemli tarihlerde yayınlanması gibi bir adet olmuştur.