evrim, bir canlı popülasyonunun genetik kompozisyonunun rastgale mutasyonlar yoluyla zamanla değişmesi anlamına gelir. genlerdeki mutasyonlar, göçler veya çeşitli türler arasında yatay gen aktarımları sonucu türün bireylerinde yeni veya değişmiş özelliklerin ortaya çıkması, evrim sürecini yürüten temel etmendir. tahminlere göre dünya'da henüz tespit edilememiş 10 ila 30 milyon arasında canlı türü vardır. dünya'daki bu neredeyse sınırsız sayıdaki yaşam varyasyonu, evrimsel sürecin bir sonucudur. tüm canlılar ortak atalardan geldiği için akrabadırlar. insan ve diğer tüm memeliler, yaklaşık 150 milyon yıl önce yaşamış sivrifaremsi bir canlıdan evrimleşmiştir. memeliler, kuşlar, sürüngenler , iki yaşamlılar ve balıkların ortak atası 600 myö yaşamış olan su solucanlarıdırlar. tüm hayvanlar ve bitkiler, yaklaşık 3 milyar yıl önce yaşamış bakterimsi mikroorganizmalardan türemiştir. biyolojik evrim, canlı nesillerinin ortak atadan değişerek türeme sürecidir. ortak atadan uzaklaştıkça çeşitlilik artar. günümüzde evrimsel biyologlar evrime bir olgu gibi bakmaktadırlar. (bkz: richard dawkins) insanlık tarihi boyunca değişik kültürler, insanın, diğer canlıların ve evrenin kökenini çeşitli şekillerde açıklamaya çalışmışlardır. yahudilik, hristiyanlık ve islam'da canlıların ortaya çıkışı bir yaratıcının tüm evreni yoktan var etmesi şeklinde açıklanır. ilk hıristiyan din adamlarından nenizili gregor ve augustinus, tüm canlıların tanrı tarafından yaratılmadığını, bir kısmının sonradan tanrının yarattıklarından gelişerek oluştuğunu ileri sürmüştür. bu iddiayı harekete geçiren güdü ise biyolojik değil, dinidir. bu din adamları, tüm canlı türlerinin, tufan esnasında nuh'un gemisine sığamayacağını, bu nedenle bir kısmının sonradan ortaya çıkmış olması gerektiğini düşünüyorlardı.
evrim mekanizmasını ilk mantıklı bir şekilde açıklayan kişi (bkz: charles darwin) dir. bugün geçerli olan bilimsel sentez, charles darwin'in 1859'da ortaya atmış olduğu bu kuram üzerine kuruludur. darwin, organizmaların evrim sonucu zuhur ettiğini ve organizmaların göz, kanat, böbrek gibi belirli bir amaca hizmet eden organlara sahip olmalarının yine evrimin bir sonucu olduğunu ileri sürdü. bu iddiası temelde doğru olmakla birlikte eksikti. darwin, kuramını doğal seçilim adını verdiği sürece dayandırıyordu. ona göre türdeşlerine göre daha çok işe yarar özelliklere sahip olan canlılar hayatta kalma yarışında daha avantajlı duruma geçiyor, bu nedenle soyunu devam ettirme şansını buluyordu. darwin 1859'a kadar fikirlerini açıklamaktan sakındı. fakat 1859'da buna dair tezler ve kitap yayınladı. darwin bu tezleri kendisi gibi düşünen wallace ile birlikte ortaya atmasına rağmen kendi ismi kamuoyu tarafından daha çok duyuldu. darwin'in evrim teorisini daha iyi anlayabilmek için şu biyolojik kavramlar iyi bilinmelidir. (bkz: kalıtım), (bkz: mutasyon), (bkz: doğal seçilim), (bkz: yapay seçilim), (bkz: adaptasyon)