Bazen parçaların zamanlaması gerçekten çok önemli olabiliyor. Lise 2. sınıftım, ve son bir haftadır bir kıza çok pis aşık olmuştum. Öyle ki geceleri uyanıyordum.
Hani göğüs kafesinizin içi boşalır ya ilginç bir histir.
Tam o ruh halimdeyken. Ağbimin gece yarısı saat 03:00 de koyduğu kaset te çalan ta tam buydu işte.Yatağımda yatıyordum hatta uyuyordum.
Bu müzik ile uyandım. 12 den vurmak varsa o da budur dedim. Çok pis koymuştu.
Fikret kızılok Gönül adlı parçası çalıyordu. ilk defa duydum ama pis duydum be arkadaş....
Odanın perdesi açıktı, dışarda uzakta eskiden tütün deposu olarak kullanılmış ama artık kullanılmayan bir taş yapının köşesine vuran sokak ışığıdan başka bir bok göremiyordum. oysa yıldızları ve güzel bir samanyolu görmek ister insan o sırada. Ama o taş yapı bile romantik ve bir başka geldi lan?!?!
Dedim ki kendime ne oluyor lan bana böyle. şu taş yapıyı bile ne farklı görüyorum...
Başıma geleni biliyordum. Daha önce de olmuştu ve uzun uzun acı cekmistim. Neyse efendim. Dedim ki bu sefer işkence olmayacak.
Gidip konuşacam ve olumsuz olsa bile bu ruh halinden kurtulacam.. (Laf aramızda aslında gayet güzel bir ruh haliydi)
O gece saat 03:00 de yaşadığım o bin saat gibi gelen bir kaç dakika hayatım boyunca içimde bir romantizm bıraktı mı? itiraf edeyim bıraktı lan.
Neyse ertesi gün gidip kız ile konustum. iyi ki konusmusum?
Simdi ne o kızdayım ne de o kentte ? Ama asla pişman olmadım lan. Hayata bir kere geliyoruz. Ne güzel anlarmış.
Sağol Fikret bu parça için. Ve ölene kadar hayatımda unutmayacağım o birkaç dakika için.
Merak edenler için: Kız'la çıktık tabii.. Ama ne o kız bildi fikret kızılok'un parçasının gazını ne de Fikret kızılok bildi o kızı ve bana verdiği gazı.
