Es selefiyyel cihadiyye (cihadi selefilik) akımının teorisyenlerinden (fikir babalarından) biri olan Şeyh Ebu Muhammed el Makdisi bile işide karşı çıkmış bu zalimlik nedir diye. başta onlarla diyalog kurmaya ellerindeki esirleri takasta kullanmaya ikna etmeye çalıştığını ama işidden yemin almasına rağmen işidin ona yalan söylediğini peygambere olmadık sözler yakıştırıp düşmanlarına davranışlarını örnek almadığını hadlerini aştığını söylüyor.
işte isyanını şu sözlerle diel getirmiş.:
Bu kişiler birçok kötü adetler edindiler. ilk olarak edindikleri adet ise Peygamber (sav)'in sünneti olduğunu iddia ettikleri insanların gözü önünde ortaya koydukları boğazlama( kafa kesme) âdetidir. Hasımlarının kafalarını kesmeyi adet edindiler. Liderlerden ve normal mücahitlerden kaç kişiyi böyle öldürdüler. Bu olay öyle bir hal aldı ki insanlar kafa kesmeyi gerçekten sünnet sandılar.
Bunun için de Nebi (a.s) alaya alındığı bir zaman söylediği "Ey Kureyş topluluğu! Sizlere boğazlama ile geldim" sözünü delil getiriyorlar. Ama Nebi (a.s)'ninKureyş müşrikleri fetih yılında eline düşünce onlara nasıl muamelede bulunduğunu görmezden geliyorlar, bu konudan yüz çeviriyorlar. Peygamber (a.s) ve ashabının müşriklere nasıl davrandığını unutuyorlar.
Onlara nasıl muamelede bulunduğunu görmezden geliyorlar olacak.
Peygamber (a.s) müşriklerin onlarcasına, yüzlercesine "Gidin! Serbestsiniz!" demedi mi? Böylece ona düşman olanları kendisine tabi olanlar haline çevirmedi mi?
Şu hususlara hiç dikkat etmeden, Nebi (a.s)'nin alaya alındığı bir sefer söylediği bir sözü alıp kafa kesmeyi sünnet haline getiriyorlar.
Dini, cihadı ve mücahitleri kızıl bir boyaya boyadılar. insanlar cihadın ancak kafa kesme ve adam öldürme yoluyla olduğunu düşünmeye başladı. Nebi (a.s) Mute savaşında Halid bin Velid (r.a)'in ordunun yara almasından sonra orduyu sağ salim bir şekilde tamamen geri çekmesini Allah'ın ona bahsettiği bir fetih olarak adlandırmıştır.
Allah (c.c) Hudeybiye sulhunu "Biz sana apaçık bir fetih vermedik mi?" ayetinde fetih şeklinde isimlendirmiştir.
Onlar bu mevzuları hiç anlamıyorlar, zafer ve fetihten sadece kafa kesme ve adam öldürmeyi anlıyorlar.
Ağır basan maslahatların gerçekleştirilmesini, şer'i maslahatların ne olduğunu, bunların da fetih ve zaferlerden sayılacağını anlamıyorlar, bilmiyorlar.
Bundan dolayı kafa kesme meselesini ilk defa uygulamaya koyup, kameralar ekranlar önünde birçok hasımları için gerçekleştirince insanlar şaşırdı ve " islam bu mu?" demeye, sormaya başladı.
Biz de "islam bu değil" diye savunma ve açıklama yapmak mecburiyetinde kaldık. Birçok mücahidin, çok insanın kafasını kestiler. Gül gibi gençlerin kafalarını kestiler. insanlara kimleri neden kestiklerini söylemediler.
Muhakeme, suçlama görmeyen kafası kesilen insanların aslında kim olduğunu bilmeyen insanlar, sadece "Bunlar mürtetlerdir" diyerek adam öldürüp kafa kestikleri eylemleri görüyordu.
Bu kötü âdeti ortaya oyduktan sonra şimdi de yakma âdetini çıkardılar. Şimdi insanlar onlardan bunu beklemeye başlayacaktır. Yakmak, Nebi'nin, " Ateşle ateşin rabbi olan Allahtan başkası azap edemez" hadisi varken yakmak Ne demek oluyor?
Sonra şeyhülislam ibniTeymiyyenin sözlerinden başı, sonu kopuk, öncesi veya sonrası kesilmiş bir parçayı delil olarak getiriyorlar.
Yani şeyhülislamın sözünü Peygamber (s.a.v)'in sözünün önüne mi geçiriyorlar?
Bir de cihadi selefilik diyorlar. Selefilik bu mudur? Cihadi selefilik bundan beridir.
Selefilik böylesi davranışlardan beridir.
Nebi (a.s) yakmayı inkâr etmiş ve Ateşle ateşin rabbi olan Allah’tan başkası azap edemez" diyerek ona karşı çıkmıştır. Yakmaktan hangi maslahatı gerçekleştirmişlerdir? Pilotu yaktıkları zaman bombalamanın ve savaşın duracağını mı sandılar?
Eminim ki onların takipçilerinden akıllı olanlar, burada Ürdün'de bulunan veya Ürdün dışında yaşayan şahısların birçoğu şunu bilecektir: IŞiD'in yaptığı pek çok aptalca davranış çok sayıda maslahatın yitirilmesine yol açmıştır. Sacide Rişavi ve Kerbuli'nin idamını duyduğumda şunu söyledim: "Onların katlinin baş sorumlusu, terazinin aleyhine ağır bastığı taraf Devledir, (Şeyh burada devlet kelimesini kullanıyor, Ürdün de anlaşılabileceğinden açıklama yapıyor) IŞiD'i kastediyorum. Çünkü onlar, Sacide'yi çıkaracaklarını iddia ettiler, adını kendilerine malzeme yaptılar ama ciddi değillerdi.
Bana yalan söylediler, ağır yeminler ettiler, ancak sonradan belli oldu ki pilotu çoktan öldürmüşler. Niçin yalan söylüyorsunuz?
Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor: Allah'a karşı takvalı olun ve sadıklarla beraber bulunun! Neden iletişiminiz sırasında bana doğrulukla davranmadınız?