Aşk: Hafızanın gelişimesinden sonra ortaya çıkmış, bireyin yavrusunun genotip çeşitliliğini maksimize etmeye yarayacak bir eş seçmesine yarayan, bir dizi elektrokimyasal tepkimedir.
Tanımdan çıkardığımız anlam şu oluyor: aslında aşk; üreme güdüsünün bize oynadığı oyun.
Erkek aşık olamaz! doğaya, varoluşuna aykırı. Güzel/çekici bulduğu her dişeye spermini bırakmak ister, çünkü gen bencildir. Ne kadar fazla alternatif gen, bir sonraki nesil için o kadar çeşitlilik yani birnevi avantaj demek...
O yüzdendir ki, belli bir süre geçtikten sonra, o ilk heyecan olarak kalıplaşmış duygu silsilesini hissedemezsiniz. Geçmiş ilişkilerinizi hatırlarsanız, otomatik olarak beyniniz sünger değilse kolayca idrak edebilirsiniz. Bunun için illa birçoğunuzun evrim saçmalığı olarak nitelendirdiği bilgileri sağa sola saçmaya gerek yok.
Belirli bir süre sonra erkek değişiklik ister. Kadın ise gücü talep eder. Homosapiens zamanlarında bu güç; erkeğin fiziksel ve liderlik gücüne tekabül ederken, modern dünyada bu kavramın yerini para/servet aldı.
Yani kadınların da niye paragöz olduğunu açıklıyor bilim.
P.S. Olurda %0.1 lik ihtimali tutturur, her iki taraf görsel olarak birbirinden etkilenir, kişilikleri örtüşür, ortak zevkleri paylaşırsa, o zaman sanırım o çok aradığınız ruh ikizinizi bulabilirsiniz.