10 ay 2 gün geçmişti senden ayrılalı. daha doğrusu bana ayrılık mesajı atalı. kendimle o kadar mücadele ettim ki sana yazmamak için, seni aramamak için. sonra bi gece tam 00.00 da gayri ihtiyari telefonuma bakım. 18 aralık. doğum günün. yazmadan edemedim. nasıl bi hafıza var ki bende unutmamıştım doğum gününü. o zamana kadar kendine hakim olan ben dayanamadım. kutladım doğum gününü mesajla. ve sen bana o kadar anlamlı bir cevap yazdın ki.. işte o zaman anladım aslında biz hiç sevgili olmamışız. biz hep iki iyi dostmuşuz. iki iyi arkadaş. ardından aradım seni saatlerce konuştuk. kendimi o kadar iyi hissettim ki. ve hep iyi ki dedim kendi kendime. iyi ki beklemişsin. iyi ki o zaman zarfında hiç yazmamışsın.
sana gönderilmemiş mektuplarım var. söylenmemiş sözlerim. ve emin ol bundan sonra da duymayacaksın o sözleri, okumayacaksın o mektupları. biz hep böyle kalalım olur mu? seni benden iyi anlayan olmaz. seni benden iyi dinleyen olmaz. yaralarına, zayıflıklarına benden iyi merhem olmaz. sen hep benim en iyi dostum ol. ben seni hep dinlerim. sana merhem olurum. seni anlarım ve seni can kulağıyla dinlerim.
biz hep böyle kalalım olur mu? hiç değişmeyelim.