özgecan aslan

entry764 galeri
    355.
  1. her fırsatta kadına kezban, erkeğe aşağılık pislik hayvan diyen karşı cinslerin olduğu bir toplumda yaşıyoruz. hadi bunun çoğu zaman haklılık payı oluyor, doğru ama kendimizi buna inandırıyoruz ve hayata o bakış açısıyla yaşıyoruz. bu algıyı değiştirecek şeyler yapmak gibi davranışlarımız olmuyor. insanlar bu zavallı merhume üzerinden güzellemeler, giydirmeler yapıyor samimiyetsizce. erkek terörü kadar kadın terörü de var bu ülkede. bir sevgisizlik ve sidik yarışı söz konusu. acımasızlık, vurdumduymazlık temel prensibe dönüşmüş, dönüşmekte. eğitim, medeniyet süper şeyler. ama merkezine sevgi konulmazsa ve bu sevgi sadece kendi cemiyetine yönelik değil, senden olan-olmayan, güzel-çirkin, zengin-fakir, başarılı-başarısız herkesi kapsamazsa bu tür cinayetler engellenemez.

    adam veya kadın, katile olan öfkesini kusmaya çalışıyor ama bunu yaparken toplumun büyük bir kesimini yine zan altına sokup, algıları nefrete, ötekileştirmeye götürüyor.

    allah aşkına, bir kadın, gece yarısı bir dolmuşta, ıssız bir yerden geçerken neden korku duyuyor? neden yolculuk boyunca iki yalnız insan muhabbet etmek yerine, benlikleriyle baş başa beyin fırtınası yapıyor, kuruntu üretmek durumunda kalıyor.

    bir kadın gece yarısı dolmuş şoförüne nasılsınız diyebilir mi? veya bir dolmuş şoförü bizim iş de çok yorucu bugün yoruldum, çocuğum şöyle böyle durumda diyemez mi. çok şaşırtıcı, çok ütopik olurdu değil mi. bunlar bir uçakta yaşanır ama bir dolmuşta yaşanamaz. çünkü yaşanmaması için düşünüyoruz, yaşanmaması için yaşamaya alışmışız.

    bazen panço giyinirim ama kolumda 2bin liralık saat taşırım. köylüyle de konuşurum, şehirliyle de. kahveye de girerim lüks restorana da. ama nerede olursan ol, karşındaki insandır. evet bazen karşındaki daha az insandır ama sen ona bir şekilde dokunmazsan, ona bir şeyler aktarmaz, onda daha geniş ufuklar olduğu fikrini uyandırmazsan o insan yıllar geçse de tek bir adım atamayacak, seni anlayamayacak sen de senin üzerindekini anlayamayacaksın ve kendi sınıfının duvarları arasında sikik, bunalımlı ona buna bok atarak yaşantına devam edeceksin.

    bu ülkede o kadar güzel özlü sözler, sevgi dolu sözler söylenmiş ki, hepsi de yaşanmışlık üzerine söylenmiştir ve gerçektir, ülke insanının mayasında sevgi vardır; yemin ediyorum yol kesen bir tinerciyle eğer doğru ilkimi bulursanız gecenin köründe dertleşebilirsiniz, sakattır doğru, yine yol başı tutmuş bir serseriden zor durumda kaldığınızda yardım bulabilirsiniz yaşanmışlıktır bunlar. her türlü iyi meziyeti reddeden kötü bir kadınla uzun uzadıya konuşup gözlerinin yaşardığını görebilirsiniz, size kötü davranmış bir insan karşısında kırıcı, dökücü olmadan doğru bir iletişimle içinizdekini paylaştığınızda pişman olduğunu görebilirsiniz. ve bunlar hep yaşandıkça çoğalacak, yaşanmadığı taktirde yok olup gidecek, yerini öfkeye, bilenmişliğe, intikama terk edecek şeylerdir. ve bizim ülkemizde bu negatif yönde çok hızlı şekilde seyretmektedir. ona buna akıl vereceğine, birilerini aşağılayacağına bence insanlar doğru kelimeleri bulup birbirleriyle konuşmalılar.

    hepimiz hayatta bir takım şerefsizlikler yaptık, kazıklar attık ama ne olursa olsun insanlar birbirlerinin onurunu kırmaktan kendini sakınmalı. tecavüz ve cinayet bunun doruk noktası ve günümüzün popüler gündemi fakat, bu onur kırma işinin gündelik yaşantıda o kadar çok örneği var ki, bizi getirdiği nokta derin bir sevgisizlik ve nefret ortamından başka bir şey değil.

    günah çıkartmak, vicdan mastürbasyonu yapmak anlamsız geliyor bana bakınca.
    umarım, özgecan bu uğurda bir şeyleri değiştirir. toplumun başı sağ olsun.
    0 ...