Önde uyuşuk mu uyuşuk bir kokona vardır; her ürünü ayrı bir torbaya koyacağım derken arkada müşteriler dizilir gider, bu kokona hala aheste aheste üfleyerek torbaları ayırmaya çalışır, allahın yeşil soğanını 1500 yıllık bir antika el yazması özeniyle torbaya yerleştirirken artık sabrınız taşar ve kasaya doğru bir hamle yaparsınız.
Anında kokonanın gözleri üzerinize dikilir ve sizi sinir küpü edecek şu sözleri söyler: Biraz geride durur musunuz? Bu kadar yakın dikilmenize anlam veremedim. Sonuçta ben hala kasadayım aldıklarımı yerleştiriyorum görmüyor musunuz?
Sırf olay çıkmasın diye susarsınız ama kadın yapacağını yapmış sizi potansiyel sapık gibi göstermeyi başarmıştır.