ben bu yazıyı babama yazdım

entry975 galeri
    389.
  1. yine siktin belamı. dışarıdakiler yüklenince neyse de, insanın babası da dışarıdakilerdne biri gibi davranınca olmuyor.

    sana ve anneme sadece 15 yaşıma kadar "oğluyla gurur duyma" hissini yaşatabildim. lisede amı götü dağıttıktan sonra bir şekilde üniversite kazandım. orada dağılmış amı götü hiç toplama gereği duymadan yıllarca gittim geldim. okul bitmeyecek derken 7. yılımda efsanevi bir performans gösterip okulumu bitirdim. bu hale gelmemin benim ahmaklığım haricindeki sebepleri hiç konuşulmadı ama baba. "he he öyleydi" denilip geçiştirildi.

    evet lisede berbattım. ama daha ilkokulda itilip kakılmaya başlanan bir ergen, arkasında bir güç hissetmek, aidiyet hissetmek şansını tepmezdi. arkasında aciz anasının desteğinden başka hiçbir şeyin varlığını hissetmeyen bir ergen elbette yolunu çizerken akademisyenlik hayalleri kuramazdı. katıksız orospu çocuğunun tekine yıllarca öğretmenim* diyen ve baba kadar seven bir çocuktan okulu sevmesi beklenemezdi, çocukken anlamadığı karaktersizlikleri yeni yeni farketmeye başladığı için.

    ve baba tüm bunlar olurken senin beni kıyas etmekten zevk aldığın tek birisi vardı. halaoğlu. adına charles diyelim. charles'in babası öğretmendi ve bana nazaran yeşermeye daha elverişli bir ortamda yetişti. ben lise sondan sonra bütünlemelere girerken o koç'da hukuk bölümünü %100 burslu kazandı. ağzıma sıçılmaya başlandı tabi. sen, amcalarım, oğlunun başarısını cern'de çalışıyormuşçasına ferman eyleyen cühela halam... tamam baba başarılı olmadım hiç. ama kötü bir çocuk da değildim. neden yıllardır bunu yapıyorsun bana? ya baba insan yeğenini oğlundan daha parlak görür mü allah aşkına? hani kirpi yavrusunu pamuğum diye severdi?

    hadi öyle veya böyle, yıllarca kaldım üniversitede. 7 yılda bitirdim. bu 7 yılın ilk 3 senesi sana yalvardım okulu bırakıp polis olmak için. veya tekrar hazırlanıp hukuk, psikoloji veya siyasal kazanmak için. hayır. senin kafanda tübitak'ta çalışmaya layık bir letis vardı. charles ve senin kız kardeşin bizim karşımızda ancak o şekilde ezilebilirdi. hadi 4. seneden sonra asıldım okula. son iki sene kimyanın altını üstüne getirdim ve öğrendim. çoğu mezundan daha fazla hakimiyet kurmuş bir kimyager oldum. yetmedi okuldaki hocalarım 6 yıldan sonra benim adımı öğrenip beni projelerinde çalıştırmak istediler(bunun amelelik olup olmadığı ise ayrıı bir tartışma konusu). çalıştım ben de. yine arkamda duran olmadı. 4-5 ay daha kalamadım okulda.

    nihayetinde akademisyen olmak istedim. hadi yurtdışı da hedeflerimin arasında olsun dedim. senin de hoşuna gitti bunlar. ama takdir etmemek, reaksiyon vermemek kaydıyla. sonuçta halen koçta burslu okumuş, bilmemkaç yabancı dil bilen bir avukat olamadım. sen ve o am ağızlı vefasız amcam hiçbir zaman tatmin olmadınız. charles'ı kıskanacak adam değildim. ama sürekli ağzıma ağzıma sıçtınız. olmadı.

    ve bugün olan olay. beni en son 2000 yılında görmüş, bir daha ne evimize gelmiş ne de arayıp sormuş bir adamdan bahsediyoruz. kuzenim yani. şu senin ölüp bittiğin yeğenin. hani ben "abi istanbuldayım bi görüşelim ama yol bilmiyorum" dediğimde bana evinin adresini verip siklemeyen adam. londra'da master yapıyormuş. oraya hatunu uğruna gittiğini yedi düvel biliyor. ama baba neden ben yurtdışında yüksek lisans yapma hedefi olan birisi olarak charles'ı arayıp fikir almıyorum, bir nevi gurur yapıyorum diye sorumsuz, kıçını kaldırmaktn aciz, geri zekalı oluyorum?

    yetmedi mi lan yetmedi mi amına koyayım.

    ama göreceksin baba. o ibneye ihtiyaç duymadan nasıl ortalığın amına koyacağımı göreceksin.
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük