altından ırmaklar akan cennet

entry4 galeri
    1.
  1. Kuran’daki Adn, Naim, Firdevs, vb. cennetlerinin hepsinde ortak bir yön var: Altlarından ırmaklar akıyor…

    Dikkat edin, bunlar durgun su değil illa ki akarsu olacak. Halbuki güzel bir deniz ya da göl manzarası da olabilirdi. Ama öyle olmuyor işte. Neden akarsu da, durgun su değil? Açıklayalım:

    Arabistan’da küçük ya da büyük hiç akarsu (pınar, dere, çay, ırmak, nehir, vb.) yoktur. Sadece vahalardaki kuyular vardır. Garibim Araba cennet vaad ediyorsan, elbette orada dünyadayken hiç görmediği ama sağdan soldan nasıl bir şey olduğunu duyup müthiş merak ettiği ırmaklar olmalı. (Yoksa, ülkesinde binlerce akarsu, göl vb. olan bir isveçli Müslüman için bunun hiçbir esprisi yok).

    Devam edelim. Her cennette üç ırmak var: Birincisinden su, ikincisinden süt ve üçüncüsünden şarap akıyor. Su ve sütü anladık, şaraba gelelim. Bunun adı ‘kevser’ olup çok hoş bir kokusu var ve ne kadar içsen de sarhoş olmuyorsun.

    Yanına bir ya da birkaç tane göğüsleri yeni tomurcuklanmış, her dem bakire huri ve/veya gılmanı alıp bu ırmakların kenarına iniyorsun. Ortamdaki görünmez hoparlörlerden stereo+dolby ney müziği yayılıyor. ipeklilerden tahtına oturuyorsun. Huriler sana istediğin ırmaktan içeceğini getirip sunuyorlar. Birkaç yudum alıyorsun. Canın istiyorsa hemen yanıbaşındaki, dalları aşağıda kökü yukarıda Tuba ağacından istediğin meyveyi koparıp yiyorsun. Ama önce biraz et yiyeyim dersen, gılmanlara işaret ediyorsun, sana çeşit çeşit nar gibi kızarmış av etleri getiriyorlar. Yiyip içip yatıyorsun, "Dünyadayken iyi ki akıllılık edip Allah’a inanmışım da ibadet etmişim, demek ki cennetin aslı varmış" diyorsun.

    Bir ara, nedense aklına ateistler geliyor, gülümsüyorsun; "Heh heh he, şimdi cehennemde nasıl da cayır cayır yanıyordur keratalar. Oh olsun!" diyorsun. Sana en yakın hurinin yanağından okkalı bir öpücük alıyorsun. Uzun uzun geriniyorsun. Keyfine bakıyorsun…
    2 ...