belki de niçin yaşıyoruz diye
sormak için yaşıyoruz,
belki de o yüzden ölümden kaçamayacak kadar
kısa ve yavaş adımlarımız,
incecik ellerimiz ve kollarımız
kendimizi bile taşıyamaz ondan,
dünyaya bağlıdır kökümüz
yıldızların arkasını göremeyelim diye
ve belki bu yüzden uzağı göremez ve boduruz,
parmaklıkların arkasında havuçla dalga geçilen tavşanlar gibiyiz
bu yüzden elimiz arzumuzun erdiği yere ermez, kısadır
şu dünyada en iyi yapabildiğimiz soru sormaksa eğer
belki de hayatın anlamı soru sormaktır